İstanbul 20°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Silivri Günlüğü – 23

detail banner reklam

Silivri Günlüğü – 23

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Temmuz 24, 2025

Yazı İçeriği

  • Silivri Günlüğü – 23

Silivri Günlüğü – 23

Selamlar Emre,

Sana, bizim çocuklara, izleyen dostlarımıza, koltuğumuzu onurlandırılan misafirlerimize, arkadaşlarımıza, herkese selamlar… 

Başlamadan ve unutmadan söyleyeyim. 

Seni çok özledim. 

Sadece seni değil.
Derya’yı, Özgür’ü, Bengü’yü, tüm ekibi, hepinizi çok özledim. 

Gülay ile 30 yıldır ilk kez bu kadar ayrı kaldık.

Bugün cezaevinde keyfim olabildiğince yerinde ise ve neşemi koruyabiliyorsam sizin sayenizde...

Biliyorsun aylardır troller benim tutuklanmam için tezvirat yaparken tek korkum benim içeri atılmam halinde ekibe ne olacağıydı. 

Kendim için değil, onlar için kaygılanıyordum. 

Başta sen ve Gülay, o kadar sağlam durdunuz ki tüm kaygılarım uçup gitti. 

Ben yoktum ama siz vardınız. 

Tüm planlarımızı başarıyla hayata geçirdiniz, izlenme sayılarımızı korudunuz, izleyicilerimiz de bize sahip çıktı. 

Sponsorlarımız da yanımızdan ayrılmadı. 

Hepsine minnettarım. 

Pazar sohbetlerimizi benim yerime sürdüren Didem Soydan’a da ayrıca bir teşekkür… 

Sağ olun, var olun… 

Silivri detoks merkezinden bugün aktaracaklarıma gelirsek… 

Kanal İstanbul’u konuşuruz demiştik bugün için ama istersen önce şu adı bir türlü koyulmayan komisyon meselesi ile başlayalım. 

Abdullah Öcalan ya da MHP’nin eski söylemi ile “bölücü başı”, yeni söylemi ile “Kurucu Önder” sürecin sağlıklı yürümesi için kurulacak komisyonda CHP’nin de bulunmasını şart koşuyor. 

Öcalan, akıllı adam ve eski Türkiye’den kalan biri olduğu için neyin nasıl olması gerektiği konusunda daha tutarlı. 

Öcalan, CHP’nin de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesini temsil ettiğini biliyor ve sürecin moral ve legal açıdan, kalıcı ve kabul edilebilir sonuçlara ulaşması için kurucu iradenin kabul ve onayının olması gerektiğini, hatta bunun şart olduğunu görüyor.

Güç ve iktidarlar geçici, kurucu idare olmak ise kalıcı... 

Öcalan‘ın idrak ettiği bu ve bu yüzden işe yarayacak da olsa yaramayacak da olsa, oluşacak komisyonda CHP’nin yer almasını istiyor. 

Bu nedenle iktidar ortakları da CHP’yi komisyonda istiyorlar. 

Onlar da aslında sürecin sorumluluğunu muhalefet ile paylaşma arzusundalar.

Süreç toplumsal kabul görürse, iktidarın başarısı; toplumsal kabul görmezse CHP’nin suçu yapacaklar. 

Ancak her halükarda, CHP kurucu iradeyi temsil edecek. 

Öcalan açısından pozitif, AKP açısından negatif amaçlarla… 

Bana sorarsan, ben de CHP’nin en azından “gözlemci” sıfatı ile de olsa komisyonda yer almasını, olup biteni toplum adına takip etmesini ve sürecin parçası değilse de “noteri” olarak halk adına izleyerek, sürecin karanlıkta değil aydınlıkta ilerlemesini sağlamak, oraya güvenilir bir projektör tutmakla sorumlu. 

Gelişmeleri rahatsız edici buldukları anda çekilmelerinin önünde bir engel zaten yok.

Bugün DEM Parti adı altında örgütlenen siyasal Kürt hareketine gelince…

Biraz kadir bilir olsunlar. 

CHP ya da Türkiye’nin sosyal demokratları, 1991 yılından bu yana Kürt sorununu demokratik yollardan çözmek için alan açmaya çalışıyor ve bu nedenle bedel ödüyorlar. 

2023 seçimlerinde iktidar tarafından sırf bu nedenle terörist ilan edildi CHP. 

Düne kadar kendilerine en ağır hakaretleri edenlerden biraz yüz bulunca CHP’ye karşı, en azından bir bölümünün takındığı tavır hiç doğru ve adaba uygun değil. 

Gelelim Kanal İstanbul’a…

Hafızam beni yanıltmıyorsa galiba 2011 yılı ve yine bir seçim arifesiydi. 

Rahmetli Erol Olçok aradı. 

AKP’nin iletişimcisi, reklam ve seçim kampanyalarının mimari, benim de uzun yıllardır tanıdığım iyi bir reklamcıydı. 

İran Devrimi aşığı bir siyasal İslamcıydı fakat herkesle iyi diyalog kurabilen, hala sempatik ve açık sözlü bir adamdı. 

15 Temmuz Darbe Girişimi’nde Boğaziçi Köprüsü’nde hain kurşunlarla can verdiğinde çok üzülmüştüm. 

Neyse... 

Erol Olçok aradı ve “Gelip bir şey göstermek istiyorum, bugün boş zamanın var mı?” dedi. 

Geldi. 

Elinde koca koca çizimler vardı. 

Kanal İstanbul…

Seçim kampanyası için üretilmişti. 

“Çılgın proje” idi. 

Erol Olçok‘un buluşuydu. 

Yapılmak üzere değil, seçim kampanyasına heyecan vermek üzere hazırlanmıştı.

Ancak ilginçtir bir süre sonra, şimdi İstanbul Havalimanı’nın olduğu bölgeye, Gümüşdere‘den Karaburun‘a uzanan sahil şeridi civarında körfezden yatırımcılar ve AKP’li kodamanlar boy göstermeye, arazi kapatmaya başladılar.

Sonra Erol Olçok‘un bize seçim kampanyası olarak gösterdiği proje belli ki birilerinin ağzını sulandırdı ve rant kapısı olarak görülmeye başlandı.

Bazı ülkeler de bu projeyi Montreux Anlaşması’nı delme ve Karadeniz’i tartışmalı hale getirme yolu olarak gördüler. 

Çünkü tam o günlerde Gürcistan krizi yaşanıyor ve ABD, Karadeniz’e istediği, arzu ettiği miktarda askeri güç çıkaramıyordu.

Bazıları için Montreux‘yü delme, iktidar içinse bayıldığı rant projelerine bir yenisini ekleme fırsatıydı. 

100 milyar dolarlık maliyetin, zaten anası ağlamış millete fatura edilecek olmasının, Marmara’nın ölüm fermanı anlamına gelmesinin ne önemi vardı ki! 

AKP’nin bu ülkeye verdiği en kalıcı zarar olabilecek bu proje yapılmamalı. 

Ve muhtemelen İmamoğlu’nun içeride tutulmasının nedenlerinden biri de bu proje. 

Sadece Cumhurbaşkanı adayı olması değil bu projeye engel olarak görülmesi de olabilir!

Otomobil vergilerine yapılan artışın yeterince gündem olmadığını düşünüyorum. 

Dünyanın en yüksek otomobil alım vergisini ödüyoruz. 

Bunun birkaç ayrı faturası var. 

Bu söyleyeceğimi özellikle gençler dinlesin. 

Bu verginin en ağır faturasını ilk otomobilini alma hayali kuran gençler ödeyecek, hatta ödüyor. 

Çünkü bir otomobil sahibi olan, en azından elindekini satıp sadece aradaki farkı ödüyor. 

Zaten kendi otomobili de vergi artış nedeniyle değer kazanmış oluyor. Ama ilk otomobilini alacak genç için artık otomobil alma hayali kalmıyor.

Okul bitmiş, iş bulamayan %34’e girmeyip bir iş buldu ise diyelim ki 60-70 hadi 80 bin olsun maaş alıyor ise, ailesiyle oturuyor kira vermiyor, ayda 40-50 bin TL kredi taksidi ödeyebiliyorsa üç yıllık maaşı ile bir otomobil alabilir.

O da en ucuzundan. 

Peki bu genç nasıl ev tutacak, nasıl evlenecek, nasıl AKP’lilerin istediği dört çocuğu yapacak, nasıl okutacak? 

Nasıl?

Bir de diğer fatura var... 

Otomobiller yenilenemeyecek. 

Eski teknoloji ve eskimiş araçlar hem çevreye daha çok zarar verecek hem de kazalar artacak. 

Sırf otomobillere bakarak iktidarın ekonomiyi nereden nereye getirdiğini gösterecek bir örnek vereyim. 

Peugeot‘nun yeni 3008 modeli çıktığında test etmiş, çok beğenmiş ve bir tane almak istemiştim. 

Bayi fiyatı 142.000 TL idi. 

Otomobilin daha modeli değişmeden fiyatı geçen yıl 2.600.000 TL olmuştu. 

İşte ekonomi yönetiminin başarısı…

Bunu da hatırlatayım, aynı süre içinde aynı otomobilin Avrupa, daha doğrusu Fransa fiyatı, 1 Euro bile artmamıştı. 

Diyeceğim o ki, bugün Türkiye’nin bir numaralı, iki numaralı, üç numaralı ve dört numaralı sorunu ekonomidir. 

Ve artık şu çok net; bu sorunu, bu iktidar, bu kafa ile çözemez. 

Seçim yaklaştığında AKP’nin iktidarda kalmasını isteyen devletler ve rejimler, Türkiye’ye geçici rahatlık sağlamak ve iktidarı ayakta tutmak için 50 milyar dolar verebilirler ama Türkiye’yi uzun vadede daha zora sokmaktan başka işe yaramaz.

Hukuk ve demokrasi yoksa kalıcı zenginlik olmaz, bu eğitim sistemi ile uzun vadede ise kalkınma, refah gelmez… 

İktidar, 20 sene önceyi hatırlasın. 

Ekonomide başarılı olduğu günlerde “demokrasi, hukuk” diyordu. 

Avrupa Birliği kriterlerine uymaya çalışıyordu, yasaklara karşı çıkıyordu, yatırım yağıyordu ve bu nedenle yağıyordu…

Ne zaman hukuk bitti, baskı düzeni başladı, ekonomide çöküş başladı. 

Hukuka dönmeden, özgürlüklere getirdikleri kısıtlamaları sürdürdükleri müddetçe ekonomi daha kötüye gider ve sonunda Türkiye’nin bağımsızlığına kadar gidecek bir maliyet çıkar. 

Dün, Özgür Özel yine Silivri’ye geldi. 

Bu ziyaretleri buradaki siyasetçilere büyük moral oluyor ve iyi ki geliyor.

Özlem Gürses “Altaylı’yı da ziyaret eder, neler olduğunu ondan öğreniriz” dedi ama bu kez benimle görüşmedi. 

Tüm vaktini başkanlara, belediyelere ayırdı. 

Bence iyi de yaptı. 

Tutuklu tek başkan İmamoğlu değil sonuçta. 

Özel’le gelen bazı vekiller beni ziyaret ettiler.

Mustafa Sarıgül uğradı mesela. 

Özgür Özel‘in müthiş bir performans sergilediğini, sandık güvenliği sağlandığı her halükarda AKP’nin sandığa gömüleceğini söyledi. 

Kurultay’da Özel’i desteklemediğini ama seçildiği andan itibaren Genel Başkan’ın emrinde olduğunun da altını çizdi. 

Akif Hamzaçebi, eski vekil M.Ali Öztürk de uğradı sağ olsunlar.

Özgür Özel’e dönersek, çok iyi gidiyor. 

Hem sert hem de esprili… 

Çok organik bir tavrı var. 

Cenaze arabasında şoförün yanına atlıyor. 

Kürsüde sağa sola takılıyor. 

İyi gidiyor… 

Ama sadece miting olmaz. 

Miting can suyu elbet, fakat başka stratejiler de yanı sıra yürümeli. Bilmiyorum belki de yürüyordur…

Bahçeli, “Alevi ve Kürt Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmalı” diyerek Kürtlere ve Alevilere Cumhurbaşkanlığı yolunu kapattı ve sözlerinden Lübnan örneği çıkaranlara da hakaret ederek konuyu kapattı. 

Bahçeli’nin dediği hayata geçse, İsmet İnönü ve Turgut Özal Cumhurbaşkanı olamazdı, acaba millet bunun farkında mı! 

Bu sözlere zımni desteği yorum yapmayarak veren AKP’ye ise yıllardır sorduğum bir şeyi, bir daha soracağım. 

İktidar partisi yıllarca laf olsun torba dolsun diye Alevi çalıştayları yapar durur, ben de kendilerine sorarım.

“Alevi diyip duruyorsunuz… AKP döneminde kaç Alevi bakan, kaç Alevi müsteşar, kaç Alevi genel müdür, kaç Alevi bakan yardımcısı atadınız?”

“Çalıştay yapmayı bırakın, Alevilere eşit davranın” dedim hep. 

AKP vali yapmadığı Alevi’yi Cumhurbaşkanı Yardımcısı mı yapacak!

Bitirmeden şunu söyleyeyim…

AKP’nin sadece CHP’li belediyelere operasyon yaptığı, eleştiri konusu olmaktan çıkıp komediye dönüşünce müteveffa İletişim Başkanlığı geçmiş yıllarda operasyon yapılan birkaç AKP’li belediyenin listesini yayınladı. 

Doğru, yapıldı. 

Ama hepsi iç hesaplaşma idi. 

AKP’li, AKP’liyi şikayet ediyordu. 

Rant paylaşım kavgası idi hepsi ya da çoğu. 

Yolsuzluk operasyonu pek yoktu.
Olanlar da sadece kendi ceplerine çalışanlara yönelikti. 

Fakat bugünlerde AKP’li bazı belediyelerde bir korku başlamış. 

Çünkü topluma “Yolsuzluk neredeyse üzerine gideriz. Bizde bile olsa…” mesajı vermek için bazı AKP’li belediyelere de operasyon yapılacağı dedikodusu parti içinde yayılmış.

Herkes tedirginmiş. 

Hayırlısı… 

Bu arada cezaevindeki ürün fiyatlarını sormuş, enflasyon oraya yansıyor mu merak etmişsin. 

Yarın tüm fiyatları aktarırım, karşılaştırırsın. 

Hepinize sevgiler, saygılar, izleyicilere hürmetler… 

Bu arada duydum ki Cem Yılmaz benden şikayetçi olacakmış. 

Vallahi onun şikayeti bile hakkımdaki, tutuklanmama neden olan suçlamadan daha geçerli.
Ona da selamlarımı ilet.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Silivri Günlüğü - 61
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 61

Fatih Altaylı

Eylül 16, 2025

Silivri Günlüğü - 60
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 60

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

Silivri Günlüğü - 59
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 59

Fatih Altaylı

Eylül 15, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj" görseli
FatihAltaylı
Bugün
FatihAltaylı
YouTube
Zülfü Livaneli yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Fatih Bey ile Röportaj"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 19, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış" görseli
Dün
FatihAltaylı
YouTube
CHP Eski Genel Başkanı Hikmet Çetin yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Barış"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 18, 2025
Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye" görseli
2 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Mehmet Demirkol yorumluyorFatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR: "Türkiye"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor.
Eylül 17, 2025