Suçlar farklı

Almanya’daki Deniz Feneri davası sonuçlandı,

Şimdi Türkiye’ye taınması bekleniyor,

O davayı, o şekliyle Türkiye’ye taşımak çok zor,

Çünkü Almanya’daki dava Almanya’da, Alman yasalarına göre kurulmu bir derneğin faaliyetlerine ilikin bir davaydı,

Yani yöneticileri Türk de olsa, bir Alman derneği, kurulu amacına aykırı hareket etmiş, topladığı paraları derneğin kuruluş amacı dışında kullanmıtı,

Bu yüzden yargılandılar, Bu yüzden hapis cezasına çarptırıldılar,

Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’ni Almanya’daki dernekle doğrudan bağlantılı da olsa bu suçtan dolayı mahkum etmek pek mümkün görünmüyor,

Almanya’da sonuçlanan davayı Türkiye’deki Deniz Feneri’ni ve Kanal 7’yi bambaşka bir inceleme ve dava konusu yapmak için başlangıç noktası olarak ele almak ise mümkün,

Buradaki Deniz Feneri’ni, aynen Almanya’daki Deniz Feneri gibi ele almak, incelemek ve buradaki Deniz Feneri’nin para trafiğinin Almanya’daki gibi amaç dışı kanallara akıp akmadığını tespit etmek gerekir,

Böyle bir tespit yapalırsa Almanya’daki davanın bir benzeri Türkiye’de de açılır ve Deniz  Feneri’nin yöneticilerinden hesap sorulur,

Bunu yapacak olan ise İçişleri Bakanlığı,

AKP hükümetinin İçileri Bakanı böyle ir şey yapar mı siz karar verin,

Ancak Kanal 7 açısından, herhangi bir yeni incelemeye, araştırmaya gerek yok,

Kanal 7 için, hızla harekete geçilmesi mümkün,

Almanya’daki dava ortaya koymuştur ki, Almanya’daki Deniz Feneri’nden buradaki Kanal 7’ye ciddi bir para akışı söz konusudur,

Kanal 7, kaynağı ve sahibi belirsiz ya da belirsizleştirilmiş bir sermayeye sahiptir,

Kanal 7’nin sermayesi “Kara” veya “Gri” ama sonuçta kirli paradır,

Burada MASAK  ve SPK hemen devreye girebilir,

Kirli bağlantılar büyük bir hızla ortaya çıkabilir,

Ancak ben ne MASAK’ın, ne de SPK’nın böyle bir şey yapacağını da zannetmiyorum,

Kanal 7 hakkında inceleme yapan uzmanın “Açığa” alındığı bir kurumdan bu kadarını beklemek saflık olur, 

NOT: Ben ahsen Deniz Feneri Almanya veya Türkiye’den AKP’ye para aktarıldığına inanmıyorum, Çünkü böyle bir gereklilik yok, Deniz Feneri ve benzeri dernekler zaten AKP’nin sosyal tekilatı gibi çalışıyorlar, Olsa olsa AKP’den buraya para aktarılır ki, daha iyi faaliyet göstersinler diye, Ama buna da gerek yok AKP bu gibi dernek ve vakıflara vergi muafiyeti sağlayarak kaynak sorunlarını zaten çözdü,

 

 


Ne olacak şimdi?

2008 sonunda ciddi bir krizin ortaya çıkacağını söyleyen galiba ilk kişiydim,

Ekonomi yazarları ve bankacılar güllük gülistanlık tablolar çizerken seçim 2007 seçimleri öncesinde “Kazanan kaybedecek, Çünkü 2008 sonunda müthiş bir kriz başlayacak ve iktidar her kimse bunun altında ezilecek” diye yazmıştım,

O kriz patladı, Hem de benim umduğum ötesinde bir büyüklükte,

Ben bu tahmini yaparken, müthiş ekonomik verilere değil gözlemlere dayanmıştım,

Dünya ekonomisinin aralıksız büyümesi tarihte raslanmış bir durum tdeğildi,

Yatırım bankası adı altında örgütlenen “Zibidiler” bir koyundan dört post çıkarmaya çalışıyor, olmayan paralar ile müthiş bir sermaye hareketi varmış gibi sanal bir ortam oluşuyordu,

Post satın aldığını zannedenlerder bir kaçının “Şu postu bir görelim” demesi halinde krizin patlayacağı aşikardı,

Kriz patladı, Önce büyük fonlar, sonra Dünyanın en büyük bankaları birbiri ardına batmaya baladı,

Nakit değil kayıt hesabına göre ekonomi ölçümü yapıldığı için krizin nereye kadar gideceğini kimse tahmin edemiyor,

Benim tahminim bundran böyle kriz reel sektöre sıçrayacak,

ABD’li devler peşpeşe batacaklar,

Bana göre önce otomotiv devleri gider,

Önve GM, ardından Ford ve diğerleri,

Çünkü kredi sistemi çöktü,

Ve sonra diğerleri,

İşsizlik durgunluğu arttırır ve dalga dalga yayılır,

Peki Türkiye’de ne olur?

Türkiye’nin bankacılık sistemi “Taş gibi” olmasa da sağlam,

Amerika’dakinin benzeri bir çöküş olmaz,

Ancak yurtdışına yaptıkları fonlamaların geri dönüşünde bir sorun yaşamaları kaçınılmaz,

Buna balı olarak yurt dışından Türkiye’ye kaynak aktarmaları da giderek zorlaacak,

Bu Türkiye’de bir kaynak sıkıntısı yaratacak,

Yatırımlar ve büyüme yavaşlayacak,

Döviz kurundaki artış ihracatçıya olumlu bir etki yapsa da, yurt dışı pazarlardaki daralma farklı bir sorun olarak ortaya çıkacak,

Kamu açısından ise sorun çok büyük,

Türkiye müthiş cari açığını bugüne kadar yurt dışından gelen sıcak para ve özelleştirme gelirleri ile kapatıyordu,

Şimdi yurt dışından gelen para azalacak, (Körfezden ne gelir bilmiyoruz)

Cari açığın finansmanı güçleşecek,

Bu durum Türk lirasını zorlayacak ve TL’de değer kaybetmeye başlayacak,

Enflasyon yükselme trendine girecek,

Ücretler ve refah gerileyecek,

Kapasite kullanımı azalacak,

Yabancı sermaye girişi sıfıra yaklaşacak,

Yatırımlar durma noktasına gelecek,

Tüm bunlara bağlı olarak fert başına milli gelir dramatik biçimde düşecek,

Bunun siyasal sonucunun ne olacağını tahmin etmek ise güç,

Her şey alternatiflere bağlı,

Onun Deniz baykal olamayacağı ise açık, 

 

 


Anlamadınız

Dünkü Melih Aşık yazımdan sonra olumlu olumsuz tepkiler geldi,

Özellikle fatihaltaylı,com,tr’deki okurlar bu yazıyı garipsemişler,

“Melih Aşık muhalif bir yazardır” diyorlar,

Ben Melih Ayık muhalif bir yazar değildir demedim,

Sadece Melih Aşık “Niye madyaye sahip çıkmıyorsunuz” anlamında bir serzenişte bulununca “Siz çok mu çıktınız?” diye sordum,

Adın Doğan’ın kurduğu tezgahla Sabah-ATV’ye el konulur ve iktidar medyasının amiral gemesi oluştulurken ellerini ovuşturup medya tekeli olmanın keyfini sürenlerin şimdi  düştükleri durumdan beni sorumlu tutmalarını eletirdim,

Bunu bile anlamdıysanız canınız sağolsun,

Anlamamaya devam edin,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İyi komşuları kaçıranın kötü komşulara tahammül etmesi gerektiğini anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları