Yüzbinlerce teşekkür

Değerli okurlarımız, sevgili dostlarımız, Dün sabaha karşı ilk Habertürk’ü elime aldığımda gözlerim doldu, Ancak yaşlara engel olabildim, Ama bu sabah için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, Erken saatlerde ilk satış raporları gelmeye başlayıp, özellikle büyük kentlerden ilk haberler geldikçe Habertürk’ün müthiş satış grafiği yakaladığını gördük,

Ardından binlerce dostumuz, okurumuz ve meslektaşımız arayıp beğenilerini ifade etmeye başladılar, Sonra Türkiye’nin dört bir yanındaki bayilerimizden "Gazete bitti, daha yollayın" mesajları gelmeye başladı, Kusura bakmayın ama ben de sonunda dayanamayıp ağladım,

Sağolun, Varolun, Bilir misiniz, gazetelerin en kötü sayaları birinci sayılarıdır, Bizim de öyle olacak, Bundan böyle her gün daha iyisini vermeye gayret edeceğiz, Dün hayli sıkıntı çektik, Pek çok teknik aksaklık yaşadık, Dünyada eşi olmayan bir sistem kurmanın sorunları bizi epey uğraştırdı, Ama Türkiye’ye yaklaşık 450 bin gazete dağıttık ve neredeyse tamamına yakın bir bölümü siz okurlarımız tarafından alındı,

Sizin gösterdiğiniz bu dostluğa bu yakın ilgiye hep layık olacağız, Bizi de aynen Latife Hanım gibi "O mavi gözlerden hiç bir kuvvet ayıramayacak" Sizlerle beraber oldukça, Bu imkansız, Sağolun, Binlerce teşekkür, Yüzbinlerce,

 

 


Başkası olma kendin ol

Dün Habertürk’ün haber masasına gelen fotoğraflar arasında en ilgimi çeken fotoğraf magazin servisinden gelenler arasındaydı, Bir sanatçı kadın sahnede üzerinde transparan bir kıyafetle şarkı söylüyor, Bir masaya doğru eğilmiş, Masada başı örtülü bir kadın şarkı söyleyen transparan giysili kadına eşlik ediyor, İki kadın da hemen hemen aynı yaşta, Kadınlardan biri Seda Sayan, Diğeri, yani başı örtülü olansa kayınvalidesi, Yani Seda Sayan’ın kendisinden 22 yaş küçük eşinin annesi, Fotoğraf bir Türkiye fotoğrafı, Birinin başı örtülü, diğerinin açık, Biri boğazına kadar kapalı, diğeri baştan aşağı açık, Aynı mekanda buluşmuşlar, aynı şakıyı söylüyorlar,

Ne biri diğerine "Madem oğlumla evlendin artık kapanacaksın, Bizim gibi olacaksın" bırakın bunu demeyi, "Ben böyle yerlere gitmem, Orada içki içiliyor" diye itiraz ediyor,

Diğeri ise "Senin ne biçim annen var, Ben böyle bir kılıkla dolaşan kadının etrafımda görünmesini istemem" diyor, Çünkü her ikisi de kıyafetlerinden çok daha derin bir ortak duyguyu, bir ortak kültürü paylaşıyorlar, Kıyafetlerindeki, yaşam tarzlarındaki farklılıklar, aslında son derece yüzeysel, Dipteki ortak kültür, yüzeydeki farklılıktan çok daha derin izler taşıyor, Bunu aslında her yerde görüyoruz, Kafasını Kuran’dan kaldırmayan annenin kızı, oğlu diskoda, akşamcı alemci babanın oğlu Kuran kursunda, Kimbilir belki de oradan çıkıp kız arkadaşıyla buluşup bara gidecek, Biz böyleyiz, Böyle olduğumuzu anlayıp, böyle olabileceğimizi bir kabul etsek, Başkalarını kendimizleştirmek, kendimizi başkasılaştırma hevesimizi bir bastırabilsek, O zaman kimsenin bu "Sözde farklılıklar" üzerinden siyaset yapma imkanı kalmayacak,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
En tehlikeli olanın kendimizden korkmak olduğunu anladığımız zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları