Basit soruya yanıt alamadık

VERGİ kaçakçılığı nedeniyle ağır bir ceza gelince Doğan Grubu, "Biz bu işten hiçbir kazanç elde etmedik ki, niye vergi verelim" diye bir açıklama yaptı,

Doğan Grubu içindeki şirketleri kendi kendilerine alıp satmışlar ve bu alım satımlardan ötürü vergi cezasıyla karşı karşıya kalınca, "Biz bu işten para kazanmadık ki" demeleri üzerine ben de her zamanki gibi çok basit bir soru sordum:

"Madem bir kazanç elde etmediniz, bu işlemleri hangi amaçla yaptınız?"

"Yanıtınızı aynen yayınlarım" dediğim halde bir yanıt gelmedi,

Zaten gelmesini beklemiyordum, Bu işi niye yaptıklarını söylemektense cezayı ödemeyi tercih ederler,

Doğan Grubu yazarları, vergi cezasıyla ilgili olarak "Bunu yazan raportör, hükümetin adamı, Bunu yazan raportör, daha önce de başkaları için benzer raporlar yazdı ama sonuç çıkmadı" gibisinden yazılar kaleme alıyorlar,

Bu yazıları okuyan ve vergi işini ucundan da olsa biraz bilenler bu yazılanlara gülüyor,

Çünkü Doğan’ınki dahil vergi raporlarını bir kişi yazmaz,

Doğan’ ın raporunu 5 kişiden oluşan bir inceleme ekibi yazdı,

Yani 1 kişi değil,

Sonrasında bu raporu 3 kişilik bir okuma kurulu ele aldı, Raporu okudular, İçinde bir tutarsızlık var mı, bir maddi hata var mı, yasalara bir aykırılık var mı diye gözden geçirdiler,

Yani o rapor tek bir elden çıkmadı,

8 kişi raporu gördü, inceledi,

Biliyorsunuz, Doğan Grubu bu vergi cezasıyla ilgili "uzlaşma talebinde" bulundu,

Ancak daha soma bu taleplerinden vazgeçtiler,

Niye biliyor musunuz?

Bir sonuç alamayacakları için,

Çünkü tarhiyat öncesi gidilecek uzlaşma kurulu tamamen uzmanlardan oluşacaktı ve kurumdaki 3 uzmanın, raporu hazırlayan 8 uzmandan farklı düşünmesi mümkün değildi,

Doğan Grubu bu işi "siyaseten" çözmeyi hedeflediği için kaderini "uzmanlardan oluşacak" bir kurula bırakmak istemedi,

Bu iş Maliye Bakanı tarafından çözülür ve ceza kuşa çevrilirse, bu cezanın siyasi nedenlerle kesilip kesilmediği asıl o zaman belli olur!

Not: Ben cezanın KDV ile ilgili bölümünün tartışmalı olduğunu düşünüyorum Ancak diğer tarafı bana göre vergi yasalarına yüzde yüz uygun bir cezadır,

 

 


Şirketten büyük ceza olur mu?

DOĞAN Grubu’na kesilen vergi cezasının büyüklüğü bir başka tartışma konusu,

Bazıları diyor ki, “Şirketin değeri kadar ceza olur mu?” Bu tartışmaya Fransa’dan bir örnek vererek katılacağım,

1990’lı yıllarda Fransa’da kurulu bir şirket, Türkiye’deki bir gıda üreticisinin mallarını ithal edip Avrupa’ya pazarlıyordu,

Şirketin sahibi Galatasaray Liseli olduğu için yakından tanıdığım biriydi,

İtalyan Mars şirketi, bu şirkete “taklit davası” açtı, Mars’a göre, Avrupa’da bu şirket tarafından pazarlanan ürünler Mars’ın ürünlerinin taklidiydi,

Dava Fransa’da bir mahkemede görüldü,

Ve şirket yaklaşık 500 milyon franklık, yani yaklaşık 100 milyon dolarlık bir cezaya çaptırıldı,

Oysa şirketin toplam değeri 3 milyon dolar civarındaydı ve

sahibinin toplam varlıkları da 6-7 milyon doları ancak buluyordu,

Şirketin sahibi olan Türk, mahkemede şöyle dedi:

“Benim şirketimin toplam değeri 5 milyon frank bile değil, ancak siz bana 500 milyon frank ceza veriyorsunuz, Bu nasıl adalet?”

Hâkimin yanıtı çok kısaydı:

“Ben bu cezayı veriyorum, Çünkü seni böyle cezalandırmazsam başkaları da senin yaptığını yapar,

Bir daha kimse böyle bir şey yapmaya cüret etmesin diye böyle bir ceza veriyorum,”

 

 


Aldatılan her kadın potansiyel Diana’dır

TOPRAĞI bol olsun Prenses Diana öleli yıllar oldu, aşk hikâyeleri hâlâ gündemde,

Korumayı, binicilik hocasını,Amerikalı işadamı,Arap mağazacıyı falan biliyorduk da, sonuncusu sürpriz oldu,

Fransa’nın en Fransız Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing de Diana’nın sevgilileri arasındaymış,

Giscard d’Estaing’i hatırlayınca Fransa için üzüldüm,

Giscard gibi,Mitterrand gibi, Chirac gibi adamlardan sonra Sarkozy gibi bir adamın cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması

Fransa’nın da ciddi bir bunalım yaşadığını gösteriyor olsa gerek, ama konumuz bu değil,

Prenses Diana, şimdi iyice ayyuka çıkan aşk hayatıyla “hafif kadın” gibi görünüyor,

Ama bence durum bu değil,

Diana’nın böyle olmasının bir nedeni var,

Prens Charles,

Prens Charles’ın evlendiği gün Diana’ya söylediği çok alçakça bir cümlede yatıyor her şey,

Evlilik akşamı Charles şöyle diyor Diana’ya: “Tamam evlendik,

Sen artık Galler Prensesi’sin ve bir gün Kral’ın eşi olacaksın, Ama benim bir de özel hayatım var ve bu özel hayatımın en önemli parçası Camilla’dır, Seninle evlenmiş olmam Camilla’dan vazgeçeceğim anlamına gelmez, Bu konuda bir

daha hiç konuşmayacağız,”

Şimdi kendinizi o gencecik ve hayli güzel genç kadının yerine koyun,

Ne yapardınız?

Diana’nın yaptığını değil mi?

Her aldatan erkek ya da aldatmadan çokeşli yaşamayı tercih eden, bunu marifet sayan erkek, bilmelidir ki, eşi “potansiyel bir Prenses Diana” dır,

Kadınları Diana yapan erkeklerdir,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Aldatanın aldandığını anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları