Demokrasi geliverir bazen

YAZMIŞTIM, “AKP iktidarı yanlış şeyler yapsa da, bazen kendisinden şüphe duymamıza neden olacak icraatı olsa da, bazılarımız üzerinde bir baskı hissetse de, sonuç olarak AKP döneminden Türkiye kazançlı çıkacak, Demokrasinin D’sini ağzına almayanların demokratlıktan söz etmesi, insan hakları, özgürlük gibi kavramların giderek daha geniş kitlelerce içi boş olarak da olsa kullanılması, bir tortu bırakacak, Bu Türkiye’nin geleceği açısından önemli, AKP gider ama bu tartışmalar, bu fikirler, bazılarının genetiğinde başlatılan bu değişiklik kalır” diye, Televizyonda da söyledim bunları yanlış hatırlamıyorsam,

Dün belki de bunun ilk örneklerinden birini görüyoruz,

Biliyorsunuz bir süredir öğrenciler itilip kakılıyor, dövülüyor, coplanıyor, gözaltına alınıyor,

“İleri demokrasi” gereği diyorum imalı olarak, Sadece demokratik haklarını kullanmaya çalıştıkları için bunlar yapılıyor öğrencilere,

Dün gördüğüm örnek işte bununla ilgili,

114 akademisyen, öğrencilerin durumlarını protesto etmek için, onlara sahip çıkmak için, onlardan yana tavır ve ağırlık koymak için imza toplamışlar,

Az uz bir gelişme değil bu,

Kampusa polis ve jandarma isteyen profesörlerin ülkesi bu hale geldiyse, gelmek zorunda kaldıysa bu ciddi bir gelişme,

Bugün yüz yarın bin, öbür gün on bin,

Öğrencilerin haklarına sahip çıkan akademisyenler,

Yarın da akademisyenlerin haklarına sahip çıkan öğrenciler olacaktır mutlaka, Ben bu gelişmeyi çok değerli buluyorum,

Demokrasi bazen böyle gelir, böyle gelmeye başlar,

Tam en zor durumda,,,


Havuç’un sapı

GEÇENLERDE yazdım, kızımla televizyon dizisi izlerken neler yaşadığımı, Küçük Sırlar isimli diziyi,

10 yaşında bir çocukla televizyon izlemenin zorluğunu,

Dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, daha geniş bir bakış açısıyla ele almış televizyonlardaki dizileri,

Sadece iki diziyi, o da kızımla beraber izlediğimden o kadar geniş bir değerlendirme yapacak durumda değilim,

Ancak televizyonun toplum hayatını yönlendirmekte çok etkili olduğunu biliyorum,

Sosyal olarak kabul görmeyecek birtakım davranışların veya yaklaşımların önce televizyonlar aracılığıyla "normalleştirilip" sonra topluma kabul ettirildiğini fark ediyorum,

Aile içinde konuşulmayacak konuların televizyonlarda ele alınıp konuşuldukça günlük yaşama girdiğini, olağandışı ve kabul görmeyecek davranışların televizyonlarda tekrarlana tekrarlana toplumsal hayatımızın bir parçası haline geldiğini gördük,

Yıllar önce, 1990’ların sonuna doğru "televole kültürünün" toplumda çürüme yarattığını yazdım defalarca,

Bugün haklılığımın örneklerini görüyoruz,

6-7 yıl önce Türkiye’de önem taşıyan bir kurumun üst düzey bir yöneticisiyle beraberdik,

Onun davetiyle,

Bir televizyon kanalındaki bir gelişmeden şikâyet ediyordu,

"Bakın Fatih Bey, gazeteleri belirli bir bilinç, belirli bir kültür düzeyine sahip kişiler okuyor, Onlarda yazan şeyler ne olursa olsun bir yere kadar, Ama bu televizyon denilen meret kör cahilin bile evinde, karşısında, Oradaki kişi ve olaylar evin salonuna, mutfağına, yatak odasına kadar giriyor, Televizyon yöneticilerinin bu bilinçte olması lazım,

Terör örgütü niye bunca para döküp, bunca riske girip televizyon kuruyor hiç düşündünüz mü?" demişti,

Devlet Bahçeli’nin uyarısı bu yüzden haklı,

Havuç biz izlerken büyüyor ama nereye doğru!


Benim babam

TOYOTA’nın "Benim babam Toyota gibi adam" reklamını severek izliyordum,

Pek çok çocuk, babasına böyle seslenmeye başlamıştı, Gülüyordum, Ta ki pazar gününe kadar, İnsan bazen gözünün önündekini görmüyor ama gören birisi öylece hatırlatıyor,

Bir lokantada bir hanımefendiyle karşılaştım,

30’lu yaşlarında,

Masasında iki çocukla yemek yiyordu, Önce başıyla selam verdi, Bir süre sonra kalktı yanımıza geldi, "Buyurun" dedim ,

"Fatih Bey, pazar pazar sizi rahatsız edecek değilim, Çok küçük bir maruzatım var, Onu söyleyip gideceğim" dedi,

"Bakın Fatih Bey, orada oturanlar benim çocuklarım, Biri 11, diğeri 8 yaşında, Ne yazık ki, babalarını birkaç yıl önce kaybettik, Allah öyle bir acıyı kimseye yaşatmasın, Hiçbir çocuk, babasız kalmasın, Şimdi televizyonda ‘Benim babam Toyota gibi adam’ dendikçe ne yapacağımı şaşırıyorum, Üstelik benim de bir Toyota’m var, Ama babası olmayan çocukların o reklamda neler hissedebileceğini lütfen düşünün" dedi, Doğrusu hiç böyle düşünmemiştim, Bazen bize güzel ve doğru gelen şeyler bazıları için ne kadar zor,,,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Cüretimizle gücümüzü kıyasladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları