Çok yüksek vergi kaçağa prim olur

"DÜZENLİ" olmak hoşa gitmiş olacak ki, motorine ve sigaraya da düzenleme yapıldı,

Motorinin düzenlemesi devletten, sigarayı da üreticiler düzenledi,

Pazar günü "yüksek vergilerin" vergi kaçıranların işine yaradığını, vergi kaçırmayan vatandaşın ise iki kere mağdur olduğu yazdım,

Ve cumartesi gecesi tanık olduğum bir sohbet beni haklı çıkardı,

Bir yemekte yan masaya kulak misafiri oldum,

"İşadamı" diye bilinen ama ne iş yaptığı bir türlü bilinemeyenlerden biriydi masa komşum,

Karşısında oturan kirli sakallı, kısa saçlı arkadaşına şöyle diyordu:

"Abi bu vergiler iyi oldu, Lüks o kadar ayağa düşmüştü ki, itin kopuğun altında Bentley, Ferrari, Ulan farkımız kalmamıştı milletten, Şimdi sıkıysa alsınlar bakalım 500 bin Euro verip,"

Dinlerken tepem attı,

Kalkıp ona "Ulan bu sene 500 bin Euro vergi verdin mi" diyecektim, benim masadakiler engellediler "Sana ne, Yine başına bela alacaksın" diye,

Yüksek verginin gereksiz harcamalara dur demesi bakımından lüks tüketime dönük olması iyi belki ama tek başına yeterli mi?

Yüksek vergi nedeniyle azılan "fiyat marjı" bir yandan da "kaçakçılığı" teşvik etmiyor mu?

Bir başka "namussuz" kitlesinin zenginleşmesine neden olmuyor mu?

1 liralık benzinde 4 liralık vergi olunca bu kaçakçı için yüzde 400 kâr demek değil mi?

Ya da 100 liralık otomobilde 150 lira vergi olunca bu otomobil kaçakçılığı için yüzde 150 teşvik primi demek değil mi?

Hele hele sigarada daha da kolay değil mi bunu yapmak,

Eğer bu düzeyde bir vergiyle piyasayı kontrol etmek ve korumak istiyorsanız, çok da sıkı bir "güvenlik" önlemi almanız gerek,

Yoksa aynen Özal dönemi öncesi olduğu gibi "kaçakçılık" sektörünü patlatırsınız,

Millet kızını gümrükçüye vermek ister sonunda,

 


Önce yargı ve emniyet eğitilmeli

GEÇEN hafta Ajans Habertürk Genel Müdürü Ramazan Kurnaz’dan rica ettim,

"Şu kadın katillerinin ailelerini bulun, Yetiştikleri ortama bir bakın, Nasıl aileler, nasıl ortamlarda büyümüşler" diye,

Arkadaşlarımız gitti,

Kadın katili kocaların ailelerini buldu, İnceledi,

Dinledi,

Elde ettiğimiz bulgular anlamlı bir sayısal durum olmamakla beraber, bir nebze de olsa "gösterge" niteliğinde,

Eşine şiddet uygulayan, eşini öldüren kocaların tamamının yetiştiği ortamlar paralellik gösteriyor,

Hepsinin yetiştiği ailelerde "şiddet" egemen,

Hepsinde babalar, annelere şiddet uygulamış,

Aile içi şiddet bu kişilerin hayatına çocukken girmiş ve normalleşmiş,

Hepsi "baba geleneğini" sürdürmüş,

Daha vahimi, şiddet mağduru kadınların büyük bölümünün anneleri de şiddete maruz kalmış,

Bu yüzden de bu kadınlar şiddetin belirli bir dozuna itiraz edememişler, Sonunda doz ölümcül olmuş,

Bu tablo beni oldukça ürküttü,

Müthiş bir kısırdöngü içinde olduğumuzu gösterdi,

Bu kısırdöngüyü kırmanın tek yolu, aile içi şiddete verilecek cezaları artırırken, yargı ve emniyet mensuplarını bu konuda eğitmek,

Eğitime oradan başlamak,

Çünkü gördüğüm o ki, aile içi şiddetin belirli bir dozu, ki bu doz hiç de az değil, emniyet ve yargı mensuplarımızın bir bölümü tarafından da "kabul edilebilir" olarak görülüyor,

Bu yüzden de gerçek anlamda bir "koruma" mümkün olmuyor,

 

 


Formula 1 geri gelirse

BERNIE Ecclestone, "Formula 1, Türkiye’ye dönmeye hazır, yeter ki isteyin" demiş,

Bu şu demek: "Benim istediğim mangırı verin, yarışları getireyim,"

Bernie Ecclestone hem haklı, hem haksız,

Türkiye’de yarışlara ilgi olmadığı için Formula 1 Türkiye’den para kazanamıyor,

Kazanamadığı için de bu parayı devletten istiyor,

Kimsenin ilgi göstermediği ve dünyada da yıldızı eskisi kadar parlamayan Formula 1, Türkiye’ye geri gelmeli mi gelmemeli mi o ayrı bir tartışma ama benim söyleyeceğim başka bir şey,

Hükümet eğer Formula 1’i Türkiye’ye geri getirme yönünde bir karar alırsa, bu işin organizasyonunu da mevcut yapıdan kurtarmalı,

Çünkü Türkiye’de Formula 1 organizasyonu inanılmaz derecede hatalı ve sakat bir yapı,

Bazı isimler var bizim memlekette,

Nerede bir organizasyon, nerede büyük yatırımlı, devlet destekli böyle bir iş var,

Hemen oraya kapılanırlar,

Formula 1’de de aynı durum söz konusu,

Hayatında Formula 1 otomobili görmemiş olanlar, bu iş Türkiye’ye gelecek denilince hemen işin içine balıklama atladılar,

Bir şey katmadıkları gibi bu işten nemalandılar,

İşin başındakiler bu konuyu ahbap çavuş ilişkileriyle götürmeye başladılar,

Eşin dostun aylak çocuklarına ya da eski arkadaşlara iş kapısı yaratmak için kullandılar Formula 1’i,

Bu işi bir nevi "Kamu İktisadi Teşekkülü"ne çevirdiler,

Başbakan Erdoğan bu konuya başından beri büyük destek vermişken, bu desteği bence çok da haklı olarak çekti,

Eğer yeniden destek vermeyi düşünüyorsa, bunu yepyeni bir yapıyla, doğru düzgün bilenlerle ve belki de işin başına bu konuda dünya çapında deneyim sahibi yabancı bir yönetici veya danışman getirerek yapmalı,

Bu kadar para buralardaki birilerinin mastürbasyonu ve eşe dosta ikram aracı olarak kullanılamaz,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Devlet kesesinden cömertlik yapmadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları