Bana gol oldu

ÇUVALLADIK,

Gazeteye yazmadım ama gazeteden tamamen ayrı bir kurumsal kimlik olan Habertürk internet sitesinin derbiyle ilgili sorularını yanıtlarken, "Fenerbahçe rahat kazanır, Galatasaray’ın hiç şansı yok" dedim,

Dün geceden beri Galatasaraylı olduğunu zanneden salaklardan mail bombardımanı var,

Ben Galatasaraylı değilim, onlar Galatasaraylı ya, küfürü, hakareti basıyorlar,

Haksız da sayılmazlar, onlar Galatasaraylı ise ben olamam,

Evet, Galatasaray kaybeder diye yazdım,

"Ben futboldan anlamıyormuşum,"

Doğrudur, anlamıyorum,

Sergen de öyle yazmıştı,

Herhalde o da anlamıyor,

"Galatasaray kazanamaz" diyordum; çünkü takım sezon başından beri tek forvetle oynuyordu, Bekler ataklara katılmıyordu,

Takım da pozisyona giremiyordu,

Pozisyona giremeyen takımın gol atması mümkün olmadığı, uzaktan şut atan oyuncumuz da olmadığı için "Kazanamayız" diyordum,

Terim sezon başından beri ilk kez Fenerbahçe maçına çift santrforla çıkınca, ki ben Galatasaray’ın çift santrforla oynamamı gerektiğini defalarca yazdım, söyledim, Galatasaray sezon boyunca girdiği pozisyonlardan fazlasını bu maçta yakaladı,

Galatasaray’ın saha içinde lideri yok demiştim,

Yine yoktu ama herkes lider gibi oynadı,

Kenarda lideri yok diyordum,

Terim, çift santrfor oynatarak, Emre Çolak riskini alarak "Lider" olduğunu hatırladı,

Ne mutlu ki bana yanıldım,

Daha önce her Fenerbahçe maçı arifesinde "7-0 yeneriz" deyip yanılmıştım,

Bu kez "Yeniliriz" deyip yanıldım,

Ama emin olun, son yıllarda en mutlu olduğum maçtı,

Kazandık diye değil,

Ali Dürüst’ün dediği gibi, "Türkiye yeniden futbola döndüğü" için,

Maçta taraftarlar kötü tezahürat yapmadıkları için,

Fenerbahçeli oyuncular, Galatasaray’ın oyununu bozmak için çirkinliğe başvurmadığı için,

Aykut ile Terim şahane bir dostluk gösterisi yaptıkları için mutluyum,

Sanki Türk futbolu içine düştüğü çukurdan çıkmaya başladı gibime geldi bu maçta,

Bir de şu "yorumcu" adı altındaki pisliklerden temizlersek futbolu,

Şahane olacak,

Dün yine türlü rezalet sergilendi maç sonrası yapılan TV programlarında,

Bir de şunlardan kurtulmamazı sağlayacak bir "soruşturma" olsa da, tam anlamıyla futbola dönsek,

Fenerbahçe bizi yense, biz Fenerbahçe’yi yensek,

Eğlensek,

Not: Futbol yorumcusu adı altında dolaşan zerzevatçılarla ilgili yazıma topumun tüm kesimlerinden büyük destek geldi, Merak etmeyin, devam edeceğiz,

 


Başbakanlık eve taşındı

BAŞBAKAN’ın sağlık durumunu merak ediyorsunuz değil mi?

Ben de ediyorum,

Dün öğrendiklerimi sizinle paylaşayım,

Başbakan’ın sağlık durumu, bazılarının zannettiğinden çok çok daha iyi,

Parti içindeki bazıları buna sevinir mi, üzülür mü bilmiyorum ama gerçekten gayet iyi,

Evet, evinden çıkmıyor ama evini Başbakanlık çalışma ofisine döndürmüş durumda,

Yakın çalışma arkadaşlarının tamamı yanında ve Başbakanlık’ta çalıştığı gibi çalışıyor,

Tek fark, dışarı çıkmıyor olması,

Çıkmıyor, çünkü doktorların tavsiyesini dinliyor,

Ameliyattan birkaç gün sonra Ankara’ya gitme ve bıraktığı yerden devam etme arzusu, doktorlar tarafından şiddetle reddedilmiş,

"Mutlaka dinleneceksin" demiş doktorlar,

Başbakan Erdoğan da yakın çevresinin baskı ve telkiniyle bu tavsiyeyi "kabul etmek zorunda kalmış",

Ama evden çıkmıyor olması, çalışmıyor olması anlamına gelmiyor,

Önümüzdeki haftadan itibaren de yavaş yavaş eski temposuna kavuşmaya başlayacak,

 


Hamas ve Suriye

DÜN gazetelere yansıyan bir haber vardı,

"Hamas, Türkiye ve Katar’ın baskısıyla Suriye’yi terk ediyor" diye,

Bu aslında lafı tam anlamamak olarak adlandırılabilecek bir haber,

Aslında durum şu,

Beşar "Abbas" Esad, Suriye’deki durumu kontrol altına alabilmek ve sayılı günlerini biraz daha uzatabilmek için ülkedeki herkesi ve her şeyi kullanmaya çalışıyor,

Buna Hamas da dahil,

Esad, Sünni gruplarla da arasının iyi olduğu mesajını vermek için Hamas’ı kullanmak istedi,

Hamas’ın kendisiyle aynı fotoğraf karesinde yer almasını, kendisini desteklediğini göstermesini talep etti,

Türkiye ve Katar’ın karşı çıktığı ise bu "talep" oldu,

Türkiye, başından beri destek verdiği Hamas liderlerine, "Kendinizi Esad’a kullandırmayın, Esad gidici, biz kalıcıyız, Esad’la üç gün iyi geçinmek için bizimle aranızı bozmayın, Bizim Esad’la uzlaşmamız artık mümkün değildir" mesajını iletti,

Batı’nın Ortadoğu’daki sesi olan Katar’dan da aynı yönde bir mesaj gidince Hamas, Esad’la aynı fotoğrafa girmekten vazgeçti,

Hamas’ın Suriye’deki durumu budur,

Ama tabii bu durumdan herkesin çıkarması gereken dersler de yok değil,

Hamas, şu veya bu nedenle de olsa kendisine geçmişte kucak açan Esad’a yüz çevirmekte bir beis görmedi,

Ortadoğu’da rejimlere, liderlere, toplumlara sırt dayamanın mümkün olmadığını herkes anlamalı,

Ortadoğu hakları konjonktüreldir,

İlkesel davranmalarını bekleyen yanılır!

 


Bir bu eksikti

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ankara Temsilcimiz Muharrem Sarıkaya ile yaptığı sohbette, çok önemli ve çok değerli bir tespitte bulunmuş,

Davutoğlu diyor ki: "Balkanlar’daki kaynamanın durmasındaki en önemli etken Avrupa Birliği’ydi, Balkanlar’ın sorunlu ve kavgalı ülkeleri Avrupa Birliği rüyasıyla aralarındaki kavgaları bir kenara bırakıp Avrupa Birliği hedefine koştular, Şimdi Avrupa Birliği’nin sıkıntıya girmesi ve parçalanma tehlikesinin belirmesi, en azından büyümesinin sıkıntıya girmesi Balkanlar açısından büyük tehlikedir, Bu ortak hedef ortadan kalkarsa, AB hayali biterse Balkanlar’da yeniden kargaşa ve savaş ortamı doğar,"

Bu tespit büyük oranda doğru olma ihtimalini barındırıyor,

Bunun bizim açımızdan önemi ise şu,

Sıfır sorun derken, Doğu ve Güney’imizdeki tüm komşularla sorunlu hale geldik,

İran, Irak, Kürdistan ve Suriye ile büyük sorunlar yaşıyoruz,

Sakin olan tek yer Batı’mızdı,

O da karışırsa, tadından yenmez bir durumumuz olacak!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Büyük camiaların en büyük sorununun, o camiaların adını kullanan küçük adamlar olduğunu anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları