75 yılda bir gün kapatmadan nasıl işletiyorlar?

ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım, gazetecilerle yaptığı bir sohbette Boğaz Köprüsü’nün 40 yaşına geldiğini ve bakım için 1 yıl kapatılabileceğini söylemiş,

Gerçi ardından basın müşavirleri, "Bu kesin değil, yazmazsanız iyi olur" demiş ama "kesin" olmasa da bakanın sözleri bazı gazetelerde yer aldı,

Haliyle İstanbul’da büyük panik başladı,

Evi ile işyeri İstanbul’un farklı yakalarında olanlar ev aramaya başladılar bile,

1 yıllık tamirat süresince köprünün tamamen kapanacağının söylenmesi ve zaten bugün bile zor geçilen Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne kalınacak olması tam bir kâbus senaryosu,

Gerçekten köprü kapatılırsa, İstanbul’un iki yakasının bir araya gelmesi hayli zor olacak,

Boğaziçi Köprüsü, dünyanın ne ilk asma köprüsü, ne de en uzunu,

1973 yılında, Cumhuriyet’in 50, yılında hizmete giren Boğaziçi Köprüsü 1074 metrelik uzunluğuyla dünyanın en uzun 17, asma köprüsü,

Yakın uzunluktaki en eski asma köprü Amerika’daki George Washington Köprüsü’nün yapım tarihi 1931, 1067 metrelik köprü tam 80 yaşında,

Bir diğer yaşlı köprü ise dünyanın en ünlü asma köprüsü diyebileceğimiz Golden Gate, San Francisco’daki bu köprü de 1937 yılında yapılmış,

Üstelik de dünyanın en önemli deprem bölgelerinden birinde, 1280 metreyle uzunluğuyla dünya 9’uncusu,

Ve tam 75 yaşında,

Biri 80 diğeri 75 yaşındaki bu iki köprü, bizim 40 yaşına daha ulaşmamış Boğaziçi Köprüsü’nden hayli yaşlı,

Golden Gate Köprüsü, San Francisco için önemli ama Boğaziçi Köprüsü’nün İstanbul için önemiyle karşılaştırılabilecek kadar değil,

Buna rağmen 75 yıllık ömründe Golden Gate, bir kere bile "onarım gerekçesiyle" trafiğe kapatılmamış,

Onarılmamış mı?

Elbette ki onarılmış,

Daha doğrusu sürekli onarılıyor,

Yılın 365 günü Golden Gate’te bakım çalışması var,

Tabliyeleri, taşıyıcı halatları, askı halatları hepsi sürekli bakım halinde,

Bir gün bile durmuyor çalışmalar, Korozyona karşı sürekli bir faaliyet var,

Boyası sürekli yenileniyor, paslanma çürümeye karşı en son teknolojilerle mücadele ediliyor,

Köprü üzerindeki trafiği belirli bir seviyede tutabilmek ve köprüyü gereğinden fazla yormamak için Golden Gate’i işleten şirket, köprünün altındaki feribot seferlerini giderek artırıyor, alternatif hizmet olarak sunuyor,

Bu yüzden de Golden Gate 75 yıl boyunca değil bir yıl, bir gün bile kapatılmak zorunda kalmıyor,

Bu tamirat çalışmasının 3, köprünün yapımına kadar erteleneceği de iddia ediliyor,

3, köprü o güne kadar bitirilmiş olsa bile konumu itibarıyla asla bir çözüm değil,

Boğaziçi Köprüsü trafiğe kapatılmadan onarılmazsa eğer, İstanbul’a etkisi bir deprem büyüklüğünde olacaktır,

Not: Golden Gate tarihinde üç kez kapatıldı, 1 Aralık 1951’de saatte 114 kilometrelik bir fırtına nedeniyle 3 saat, 23 Aralık 1982’de 2 saat ve 3 Aralık 1983’te 3 saat 20 dakika boyunca, Pek ender olarak da gece yarısından sonra tamirat için bir yöne kapatıldığı oluyor,

 


3, köprü doğru yere yapılsaydı

BİRKAÇ yıl önce yazmıştım,

İstanbul’a yapılacak 3, Boğaz Köprüsü için en uygun güzergâhın, mevcut köprünün hemen yakınından geçecek bir köprü olduğunu,

Bunu bir tarafımdan uydurmadım elbette,

Karayolları 17, Bölge Müdürlüğü’nün uzun yıllar sürmüş bir çalışmasının sonucuydu bu,

Minimum kamulaştırma bedeliyle yapılabilecek olan bu köprü, mevcut köprüye paralel olacağı ve büyük ölçüde aynı çevreyolunu kullanacağı için çok daha verimli olacak, üstelik de böyle bir "tamirat kapatması" halinde sorunun boyutunu en aza indirgeyecekti,

Ama 3, köprünün bu şekilde yapılmasının çok önemli bir mahzuru vardı,

Rant yaratmıyordu,

Keşke Karayolları’nın büyük emekle geliştirdiği bu proje hayata geçseydi,

 


Tarihin yatak odası başlıyor

MURAT Bardakçı’nın kült tarih programı Tarihin Arka Odası, bu akşam yeniden evlerimize konuk olmaya başlıyor,

Murat geçen yıl aniden, "Ben bu programı yapmayacağım" dedi ve bıraktı,

Yalvar yakar oldum, Dinlemedi,

"Zaten bu televizyon belasını başıma sen sardın, Ben kitap yazacağım, Arşivlerde çalışmam lazım" dedi ve bıraktı,

Belli ki, bir şeye kızmıştı ama söylemedi neye kızdığını,

Bir ay kadar önce elbirliğiyle ikna ettik,

"Sen programı yap, kitapları ben yazarım senin yerine" dedim, Güldü,

Bu akşam hayırlısıyla başlıyor,

Erhan Afyoncu yine var,

Yaprak yine şarkılarını söyleyecek,

Pelin Batu son dakikada, "Bu yıl başka işler yapmak istiyorum" dedi ve yerine Selin Barlas’ı önerdi,

Selin’in Pelin’den bir harf farkı var, ama tarz olarak o kadar bile fark yok,

Bu gece yine keyifle ekran başına geçeceğiz,

Tabii Murat Bardakçı yine programı sabahın ilk ışıklarına kadar uzatacak,

Tarihin Arka Odası yine Tarihin Yatak Odası olacak,

 


Otomobil mevzuu

DÜN "Yerli otomobil yapımına böyle başlanır" dedim,

Kızanlar oldu, Doğru diyenler oldu, Hatta "Yalakasın sen" diyenler oldu, Niyeyse anlamadım,

En çok takıldıkları mesele, İtalyan FIAT’ın olduğu bir yerde nasıl yerli olunacağı,

Bakın şunu tekrarlayayım,

FIAT’ın bu projede yer alması, Türkiye’nin ve yerli markanın lehine,

Çünkü bir marka için en zor şey, uluslararası dağıtım ve satış ağının kurulmasıdır,

Eğer doğru düzgün bir yerli otomobil ortaya çıkarabilirsek, FIAT’ın Avrupa’da, Chrysler’in de ABD ve hatta dünyadaki muhteşem servis ve satış ağını kullanabilmek pazarlama açısından inanılmaz bir avantajdır,

Bugünün dünyasında yapmaktan daha zor olan pazarlamaktır,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yapmanın değil korumanın zor olduğunu anladığımız zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları