Yalancının mumu

FİKRET Orman‘la ilgili HT Magazin’in haberi dün epey bir konuşuldu,

Belli ki daha da konuşulacak,

Bu gibi haberlerden pek hoşlanmıyorum, arkadaşlarım bu haberleri getirdiği zaman çok titiz davranmalarını rica ediyorum,

Önceki gün magazin ekibi, Fikret Orman‘ın haberini öğle saatlerinde önüme getirdi,

Bütün detaylarıyla,

Baktım baktım,

"Arkadaşlar, Fikret Orman’ı bir arayıp sorun, Belki de adamın kızı, yeğeni falandır, Büyük bir ayıp yapmayalım" dedim,

Arkadaşlar itiraz etti,

"Abi haberden yüzde bin eminiz, Daha detayları da var, Ararsak haberi olur, Yayınlanmasın diye aramaya başlarlar" dediler,

"Siz yine de arayın, Haber doğruysa yayınlayacağız" dedim,

Aradılar,

Fikret Orman telefonunu açmadı,

Sekretaryasına haber bıraktılar,

Anında telefonlar gelmeye başladı,

"Bu haberi yayınlamayın" diye,

Spor yazarımız Serdar Ali Çelikler aradı,

"Abi elçiye zeval olmaz, Bu haberi yayınlamamanızı rica ediyorlar" dedi,

Fikret Orman‘da numaram var, O aramadı,

Ama gelen telefonlardan anladık ki, haber doğru,

Oysa arayıp "Sevgilim değil, arkadaşımın yeğeni" diyebilirdi, Biz de haberi yayınlamazdık,

Aramadı,

Sadece ona buna arattı,

Sonra da haber yayınlanınca "Arkadaşımın yeğeni" diye bir açıklama yaptı,

Üstelik de gazetemizi suçlayarak, sanki bu işin arkasında başka amaçlar varmış gibi bir hava içine girerek,

Bakın Fikret Orman, bizim kimseyle bir işimiz olmaz,

Beşiktaş Başkanlığı’na aday olduğun sırada sana destek veren bu gazete değil miydi?

Ne işimiz olacak seninle, Beşiktaş’la?

Peş peşe palavralar sıkmışsınız,

"Arkadaşımın yeğeni, Ayak parmağı incinmişti o yüzden kucağıma almıştım" falan,

"Hangi arkadaşınızmış, açıkla da herkes bilsin" diyerek sizi daha da zor duruma düşürmek istemiyorum,

Bu bizim için sıradan bir haberdi,

Sıradan bir olaydı,

Ama siz meseleyi başka boyuta taşıdınız,

Yalan söylemekle kalmadınız,

Bir de "Bu haberlerin nedeni başka" gibi ucuz bir suçlamayla kendinizi kurtarmaya çalıştınız,

Bize çamur atmak öyle kolay iş değil başkan,

Hiç istemediğimiz halde, bugün de "arkadaşınızın yeğeni" ile seyahatlerinizin ve diğer yaptıklarınızın da belgesini sunuyoruz,

Yarın da "O kızı bana Habertürk yolladı" falan derseniz hiç şaşırmayacağım,

 


Haklısınız ne diyeyim

"BAŞBAKAN kürsüden söyleyeceğine doğrudan patronu arayıp ‘Kovun bunu’ dese daha mı iyiydi?" diye yazdım,

Hayli eleştiri geldi,

Yüzde yüz haklı eleştiriler,

"Başbakan’ın yaptığını doğru mu buluyorsun?" diyen ve kızanlar,

Haklılar, çünkü benim yazımdan böyle bir anlam da çıkarmak mümkün,

Derdimi iyi anlatamamışım,

Sanki Başbakan’ın sözlerine hak veriyormuşum gibi bir anlamaya sebebiyet vermişim,

Asla ve asla böyle bir niyetim yok,

Başbakan’ın veya bir başka siyasetçinin bir köşe yazarıyla polemiğe girmesini, bir köşe yazarına kızmasını normal bulurum,

Olabilir,

Biz eleştiriyorsak onlar da bizi eleştirebilirler,

Biz onlara eleştirinin dozunu kaçırınca onlar nasıl bize dava açabiliyorsa, onlar da bize eleştirinin dozunu kaçırınca biz de onlara dava açabiliriz,

Ama başbakanlar veya siyasetçiler, kontrol ettikleri büyük güce güvenerek patronlarımızdan bizleri çalıştırmamasını isteyememelidirler,

Şunu da söyleyeyim,

İstememelidirler ama isterler,

Sadece Türkiye’de veya demokrasisi topallayan ülkelerde değil, Batı demokrasilerinde de iktidar sahipleri her zaman böyle taleplerde bulunmuşlardır,

Amerika’da pek çok başkanın, gazetelerin patronlarına bu tür taleplerde bulunduğu bilinir,

Fransa’da Sarkozy‘nin benzer taleplerde bulunduğu çok yazıldı, çok çizildi,

Bunlar ne yazık ki, en az gelişmişinden en çok gelişmişine kadar tüm ülkelerde oluyor,

Güç böyle şeyler yaptırabiliyor,

Gazeteler veya gazeteciler kendilerini güçlü hissettiği zaman, onlar da benzer taleplerle iktidarları sıkıştırabiliyor,

Türkiye’de özellikle koalisyon dönemlerinde, gazetelerin, en azından bazı bakanlarla ilgili böyle talepleri olduğu çok konuşuldu,

Ne öylesi doğru, ne böylesi,

Ne yürütme basına tahakküm etmeye çalışacak, ne de basın yasama veya yürütmeye ve hatta yargıya,

Herkes işini yapacak,

Herkes birbirine tahammül edecek,

Ama yine de tekrarlıyorum,,,

Erdoğan‘ın bunu kürsüden yapması, telefonla doğrudan yapmasından çok daha iyidir,

 


Eleştiri özgürlüğü

TAHMİN ettiğim gibi oldu ama tahmin ettiğim kadar olmadı,

Aykut Kocaman‘ın Fenerbahçe Teknik Direktörü olarak yetersiz kaldığını yazınca pek çok Fenerbahçeli, "Biz de sizin gibi düşünüyoruz, Haklısınız" dedi,

Yine pek çok Fenerbahçeli ise "Sen kendi takımına bak, Fenerbahçe hakkında konuşamazsın, Fenerbahçe’ye akıl veremezsin, eleştiremezsin" diye görüş bildirdi,

Komik,

Şimdi AK Parti’yi eleştirmek için ille AK Parti sempatizanı veya seçmeni mi olmak lazım?

Ya da CHP’yi eleştirmek için CHP’ye gönül vermiş olmak mı gerekiyor?

O zaman ne farkınız kalıyor kızdığınız siyasetçilerden?

Bırakın kimin söylediğini, söylenene bakın doğru mu diye,

Ama yapamıyoruz,

Genetiğimiz müsait değil anlaşılan,

Ama o zaman sizinle aynı tavrı sergileyen siyasetçilere de kızmayın,

Hepimiz aynıyız,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Özneye değil, fiile göre tavır aldığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları