Nüfusumuz artmasaydı Türkiye olabilir miydi?

BAŞBAKAN Erdoğan’ın neredeyse takıntı halinde tekrarladığı bir isteği var:

“En az 3 çocuk yapın,”

Her fırsatta bunu dile getiriyor,

Türkiye’de ise özellikle “eğitimli” kesimler buna tepki gösteriyor,

“Aile planlaması diye bir şey var, Herkes 3 çocuk yapsa bunlara iyi eğitim verebilecek misiniz, eğitimden sonra iş bulabilecek misiniz?” diye Başbakan’ı eleştiriyorlar,

Mantık olarak doğru gibi görünse de bu eleştiri aslında pek doğru değil,

Başbakan haklı, Türkiye nüfusunu korumak, kontrollü bir biçimde artırmak zorunda,

Bırakın Başbakan Erdoğan’ın bugün söylediklerini,,,

Geçmişe, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına dönelim,

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılındaki nüfusunun tam olarak kaç olduğu bilinmiyor,

10 milyonun az üzerinde olduğu tahmin ediliyor,

8 Ekim 1927’de yapılan ilk nüfus sayımında genç Türkiye Cumhuriyeti nin toplam nüfusu 13 milyon kişi,

10, yıldaki en büyük övüncümüz ne peki?

10 yılda 15 milyon genç yaratmak,

Çünkü bu coğrafyada tutunabilmek için, bu coğrafyada güçlü bir ülke olabilmek, daha doğrusu var olabilmek için nüfusun şart olduğunu Cumhuriyet i kuranlar biliyordu,

İsterseniz bir düşünün, Türkiye Cumhuriyeti nin nüfusu bugün 15 milyon civarında olsaydı, bugünkü gücünde, bugünkü ağırlığında olabilir miydi?

Bırakın bugünkü gücünde olmayı, bu topraklarda hâlâ egemen olabilir miydi, yapısını koruyabilir miydi?

Bakın ABD’ye,,,

Nüfus planlaması yapıyorlar mı?

Son 30 yılda nüfuslarını yüzde 50 ye yakın artırdılar,

Avrupa nın hem ekonomik, hem sosyal en büyük sıkıntısı ne?

Nüfus artış hızındaki düşüş,

Rusya, negatife dönen nüfus artış hızından kan ağlıyor,

Bu yüzden de Başbakan haklı,

Türkiye, nüfusunu artırmalı,

Dahası bu artış Türkiye nin demografik yapısını da bozmayacak şekilde olmalı,

“Bunları nasıl eğiteceksiniz, nasıl iş bulacaksınız?” sorusu elbette haklı bir sorudur,

Ama bu sorunun yanıtı “nüfusu artırmamak” değildir,

Herkes bilir ki, eğitimsiz ve umutsuz bir gençlik, bir ülkenin en büyük sorunu, her türlü huzursuzluğun kaynağıdır,

Yakın coğrafyamızda bu sorunun ortaya çıkardığı kargaşayı görüyoruz,

Bunu Türkiye de de yaşamamak için eğitim ve istihdam üzerine kafa yormak elbette şarttır,

Ama çare olarak nüfusu artırmamayı düşünmek aptallıktır,

Her bavul bir gün açılacaktır

ABDULLAH Kılıç’ın haberi bomba etkisi yarattı,

Aralarında Türk düşünce hayatının, Türk edebiyatının, Türk matbuatının sembolleşmiş isimlerinin de bulunduğu birtakım “aydınlar”, geçmişte Menderes’e mektuplar döşenip verdikleri destek karşılığı para talep etmişler,

O zaman için büyük sayılabilecek paralar,

Doğrusunu isterseniz sanatçıları çok garipsemem,

Bildiğimiz tarih boyunca sanatçılar zaten zenginlerin, güç sahiplerinin etekleri altında büyümüş, yeşermiştir,

“Patronaj müessesesi”nin aslı budur,

Avrupa da sanat böyle gelişmiştir,

Rönesans sanatı böyle ortaya çıkabilmiştir,

Bu durum evrenseldir,

Bize özgü bir durum değildir,

Ama beni en çok güldüren, gazetecilerin durumu oldu,

Bizim mesleğin büyükleri, bazen gençlere dönüp “Bizim zamanımızda” diye başlayan böbürlenmeler içine girerler,

Abdullah Kılıç’ın haberi “onların zamanını” göstermesi açısından çok yararlı oldu,

“O zaman, bu zaman” diye bir şey yok aslına bakarsanız,

Her zaman düzgün davranan da var, yamuk olan da!

Bunlar Menderes’in bavulundan çıkanlar,

Kimbilir CHP’nin ya da Türkiye de iktidar olmuş diğer partilerin bavulları açılsa neler neler çıkar,

Kimlerin cilası, kimlerin boyası dökülür,

Hiç umulmadık isimlerin aslında “kaplama”, hiç umulmadık isimlerin ise “som” olduğu anlaşılır,

Bu yüzden böyle bavullar ortaya çıktıkça çok seviniyorum,

Kimse merak etmesin, her bavul bir gün açılacaktır,

Herkes işini o bavulların bir gün açılacağını bilerek yapmak zorundadır,

Çocuklarımızı arkamızdan çıkıp bizi savunmak, saçma sapan söylemlerle kendilerini daha utanır hale getirmekten müstesna tutmak istiyorsak o bavullarda ortaya çıkacak mektuplar yazmamamız gerekiyor,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Alkollü araç kullanmayı rejimin teminatı zannetmediğimiz zaman.

Erişilebilirlik Araçları