2011 Temmuz’undan bir yazı…

GEÇENLERDE bir siyasetçiyle sohbet ediyorduk.

Bir kupür çıkarıp uzattı.

Eski bir gazete yazısı. 2011 yılının temmuz ayında yazılmış.

“Öcalan akil adam mı olacak?” başlığının altında şöyle diyordu:

“Terör meselesinin geldiği noktaya bakar mısınız!

PKK terörist, BDP terörün maşası, KCK hepsinden beter, DTK ihanet odağı.

Bunlarla Kürt sorununu çözmek mümkün değil.

Peki bu sorunun çözülmesi için katkı sağlayacak ‘akil ve iyi adam’ kim?

Abdullah Öcalan.

PKK öldürüyor, Öcalan ‘Çok çok üzgünüm’ diyor.

Cemil Bayık ‘İmralı’da imha planları hazırlanıyor’ derken, Abdullah Öcalan ‘Bir haftada terörü bitiririm’ diyor.

Sağda solda örgütlenmiş Kürt ırkçıları ‘bölünme’ sloganları atıyor.
Öcalan ‘Bölünme düşünülemez’ diyor.

Bu durumun sonu şimdiden belli.

Pek yakında ‘Abdullah Bey, sizi serbest bırakalım. Bunların arasında en düzgün, en anlaşılabilir, en iyi, en makul insan sizsiniz’ diyeceğiz.

Ardından dağdaki terörist inecek. Silahlar susacak.

Olur mu?

Olur!”

Bu yazıyı 2 yıl önce ben yazmışım.

Siyasetçi bunu bana hatırlatarak iyi yaptı.

“Ne değişti de şimdi Öcalan bu noktaya geldi?” sorusunu soranlara, “Durum hep buydu. Sadece kimse bunu değerlendirmeye cesaret edememişti” yanıtını vermek için.

 

Fast food’a da ekstra vergi koyalım

ALKOLLÜ içkilerle ilgili sınırlamalar yaygınlaşıyor.

İtiraz etmek de güç.

Bir yanda sağlık meselesi var, diğer yanda alkol bağımlılığı kötü.

Hele hele alkollü araç kullanma meselesinin savunulacak hiçbir yanı yok.

İslamiyet’le ilgisi olmayan pek çok Avrupa ülkesi, özellikle de Kuzey Avrupa ülkeleri ve İngiltere de alkolle savaşıyorlar zaten.

Alkollü içki reklamı neredeyse bütün Avrupa’da, özellikle de televizyonlarda yasak.

O zaman diyecek fazla bir laf kalmıyor.

En azından içmek yasak değil.

Zaten içmenin yasaklanması tarihte hiçbir zaman çözüm de getirmemiş.

Devlet “İçmeyin” dedikçe daha çok içmiş millet.

Kaybeden devlet ve millet olmuş.

Kazanan kaçakçı. Ama eğer her işin “yasakla” çözüleceği zannediliyorsa, Sağlık Bakanlığı uzunca bir süredir “obezite”ye savaş açtı.

Türkiye’de “obez” oranı, alkol kullananların oranından fazla.

Yarattığı sağlık sorunları da daha fazla haliyle.

O zaman madem başladık yasaklara…

Yiyecek içecek reklamlarını da yasaklayalım.

Fast food’cuların tabela asması, çocukların görebileceği yerlere ilan vermesi yasaklansın.

Fast food’lara ekstra vergi koyalım.

Hatta daha da ileri gidelim.

Boy kilo endeksi normalin üzerinde olanlara devlet el koysun. Zayıflama kamplarına kapatsın.

Madem yasakla oluyor. Bu da olur!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kendisine güvenmeyenin kimseye güvenemeyeceğini anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları