Kadıköy’e yeter mi?

Bana göre Galatasaray sezonun ‘en iyi’ futbolunu oynadı,

Belki de ilk kez ‘takım olarak’ oynadılar,

Bu maçta bir kez daha gördük ki Galatasaray orta sahaya sahip olamayınca kazanamıyor,

Bu maçta orta sahaya sahip oldukları sürece savunmada sıkıntı yaşamadılar ve tehlikeli oldular,

Orta saha yorulup oyundan düştüğünde ise kalelerinde sürekli tehlike gördüler,

Bu maçın en olumsuz yanı, sahada ‘sorumluluk’ almak isteyen oyuncu sayısının azlığıydı,

Maç boyunca sorumluluktan kaçmayan tek oyuncu Ayhan oldu, Ve hayrettir, Sabri yine sahanın iyilerindendi,

Arda ise her iki yarının ilk yarılarında her nedense oyuna alışamadı, takımdan koptu, Ama kritik anlarda ortaya çıkmayı bildi,

Oyunun ilk 30 dakikasına bakarsanız, Galatasaray bu maçı rahat almalıydı,

50, saniyede Kewell ilk fırsatını yakaladı, Kaleciye vurdu,

Ardından bir fırsat daha buldu, Vuramadı,

Sonra bir fırsat daha buldu, Gol oldu,

Ardından bir tane daha, O da auta,

İlk 30 dakikada Kewell hat-trick yapar, Galatasaray 3, hatta 4 farklı öne geçebilirdi, Çünkü bir de Gökhan Zan kafası direkten dönmüştü,

Ama futbol ilahlarının Galatasaray’dan yana olmadığı bir gündü, Sadece 2 top gol olabildi,

İlk yarı Galatasaray’ın 4, belki de 5 farklı üstünlüğü ile bitebilecekken, Trabzonspor biraz da şansının yardımıyla bir gol atarak soyunma odasına umut taşıdı,

Bu umut 2, yarının henüz başında beraberliğe dönüştü,

Çünkü Galatasaray savunması orta saha desteği alamayınca çuvallıyordu, Buna bir de Hakan Balta’nın soyadına yakışır oyunu eklenince maçın kaderi dönmeye başladı!

Bu yarının ilk dakikalarında galibiyete gitme şansını yakalayan ve harcayan taraf Trabzon’du,

Soyunma odasında Galatasaray’a bir haller olmuştu ve ilk yarının pozisyon bulan etkili takımı ikinci yarı sahada yoktu,

Keita göze hoş gelen hareketlerine rağmen dün Galatasaray’ın katiliydi!

Galatasaray’da Keita’nın spektaküler olma arzusu, pek çok pozisyonu başlamadan bitirdi, Birinin bu çocuğa “Önce adam gibi oynayalım sonra şov yaparız” demesi gerekiyor,

O kadar fazla pozisyonu harcadı ki Rijkaard buna nasıl tahammül edebildi aklım almıyor,

Maçın beraberliğe geldiği ve bir kabusa dönüşen 50 ile 65, dakika arasında Rijkaard’ın oyundan çıkardığı adam Kewell oldu, Oysa maçın başından beri en fazla pozisyon bulan oydu,

Yerine bu sezon pek de şans bulamayan Barış’ın girmesi ise gerçek bir fanteziydi, “Elano niye alındı bu takıma, Florya’da camları silmesi için mi?” diye düşünüyor insan,

Kabus dakikaları sürerken bulunan gol Galatasaray’ı kurtardı, Trabzonspor’u ise şaşırttı ve hemen ardından 4, gol geldi,

İşin acayibi, 3, ve 4, gollerin başlangıcında Barış’ın pasları vardı, Hepimize “Şimdi yapılacak değişiklik bu mudur?” dedirten Barış’ın,,,

Bütün bu acayipliklere rağmen ilk cümlede de söylediğim gibi Galatasaray bu sezonun en iyi maçını oynadı,

Bu futbolun, ilk mağlubiyetini dün alan Fenerbahçe’yi yenmeye yetip yetmeyeceğini bilemiyorum,

Ancak Galatasaray takım olarak Fenerbahçe’den daha iyi oynuyor,

Ne var ki dünkü zaaflar Kadıköy’de de gösterilirse Fenerbahçe bunları affetmez,

Sonra ayıklarız pirincin taşını,

NOT: Hakem Abitoğlu bu sezon seyrettiğim en iyi hakemdi, Kusursuz bir maç yönetti, Darısı diğer hakemlerin başına,

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları