Basına baskı var mı, yok mu?

Bild Gazetesi, Hristiyan Demokrat Parti Grup Başkanı’nın ağzından Türkiye’deki basın özgürlüğünün tehlikede olduğunu yazdı, Avrupa Komisyonu’nu da reaksiyon göstermeye çağırdı,

İlginçtir, Bild bu konulara hiç girmezdi,

Girmek için her nedense Türkiye’deki ortağının vergi cezasına maruz kalmasını bekledi,

Bild’de yer alan ifadeler hayli sert,

Belli ki, Aydın Doğan’ın Axel Springer grubu ile yaptığı görüşmeler etkisini göstermiş,

Sakın yanlış anlamayın, Türkiye’de basın özgürlüğü tehlikede değildir demiyorum, Ancak basın özgürlüğü kavramının sadece Doğan Grubuna basın özgürlüğü ile sınırlı tutulmasına anlam veremiyorum,

Gazeteciler işten atılırken, köşe yazarları rezil edilirken, yayınlar kapatılırken, hatta gazetelere el koyulurken basın özgürlüğünü gündeme almayanlar şimdi birden basın özgürlükçüsü kesildiler kızgınlığım buna,

Bugün Aydın Doğan adına Avrupa’da kıyamet koparan Axel Springer, Sabah ve ATV’yi Doğan’la birlikte satın almak için konsorsiyum kurduğunda basın özgürlüğü pek de umurumda değildi,

Ancak benim umurumda, Ve hep olacak,

Geçtiğimiz günlerde AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün konuğum oldu,

Ergün’le yıllardır tanışırız, Tutarlı, mantıklı bir politikacıdır, Lafı boş ve anlamsız değildir,

Ergün’le program öncesi yaptığımız sohbette kendisine şunları söyledim:

“Basına çok baskı uyguluyorsunuz,”

“Hayır uygulamıyoruz” dedi,

“Emin olun uyguluyorsunuz, En azından gazeteci algısı böyle, Muhabirler bile kendini baskı altında hissediyor, Haber yazarken bile korkuyorlar,” Dedim,

“Bunca yıldır gazetecisiniz, Yayın yönettiniz, Şimdiye kadar bir haberinizden ötürü size bir baskı uyguladık mı? Aleyhimize onca haber yaptınız, Bir tekine bile bir şey dedik mi? En önem verdiğimiz ihaleler sizin haberlerinizle iptal oldu, Sizi arayan kimse oldu mu? Hiç baskı hissettiniz mi?” diye soruyla yanıt verdi,

“Hissetmedim, Arayan falan da olmadı, Ama sanki gücünüz arttıkça bu tavrınız değişti, Algı böyle, Bu algı boşuna oluşmadı”

“Bakın Fatih Bey” dedi, “Eğer doğru haberse, eğer arkasında başka bir niyet, başka bir talep yoksa, haber başka bir amaca hizmet etmek için yapılmamışsa, bir pazarlık maksadı gütmüyorsa bizim habere haberciye hiç bir tavrımız olmaz, Hatta ders alırız, Ama haberin gayesi başkaysa kızıyoruz, Ama salt haberse ve arkasında bir niyet yoksa niye kızalım, Kısa süre sonra gazeteniz çıkıyor, Biliyorum ki, geçmişte olduğu gibi önünüze geldiği zaman kime dokunur demeden haberi koyacaksınız, O zaman dürüst basına baskı yapıp yapmadığımızı göreceksiniz,”

“Göreceğiz, İnşallah söylediğiniz gibi olur” dedim,

Göreceğiz,,,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Nalıncı keserine medya demediğimiz zaman

Erişilebilirlik Araçları