Alayına van minüt

BAŞBAKAN Erdoğan’ın Türkiye’deki politikasını, tavırlarını, davranışlarını, uygulamalarını eleştirebilirsiniz,

Pek çoğunu ben de eleştiriyorum,

Ama uluslararası ilişkilerdeki tavrını, Türkiye’nin son 60 yılda gördüğü en düzgün, en doğru, en onurlu tavır olarak görüyorum,

Davos’taki "Van minüt" tavrına ilk destek verenim,

Gocunmadan,

Yandaş medya dahil, herkes kıvırırken, "Doğru yaptı, Ben de olsam aynını yapardım" diye desteklemiş, "Eğer bu tavrın bir bedeli varsa öderiz, ama tavır doğrudur" demiştim,

Bazıları kalkıp "IMF hesap sorar, İsrail bunun acısını çıkartır, Obama bunun intikamını alır" demişlerdi,

Tam aksi oldu,

Erdoğan, NATO Genel Sekreterliği konusunda da müthiş "omurgalı" bir tavır sergiledi,

Rasmussen’in NATO Genel Sekreteri olma arzusunu ve Fransa ile Almanya’nın buna verdiği desteği müthiş bir şekilde ele aldı,

"Bizce mümkün değil" dedi, Nedenlerini sıraladı,

İşi gerdi,

Berlusconi devreye girdi,

Dünyanın gözü önünde 1 5 dakika telefonda dil döktü,

HABERTÜRK’ün ulaştığı bilgilere göre Erdoğan’dan, "Gazze için senden destek istediğimde kılını kıpırdatmadın,

Şimdi bu konuda benden geri adım ABD Başkanı önce sorunu erteleme yanlısıydı,

Ancak ertelemenin bir fayda sağlamayacağını görünce Rasmussen’i de Gül ile yaptığı görüşmeye dahil etti,

Erdoğan’ın omurgalı duruşu sayesinde Türkiye Rasmussen’e diz çöktürdü,

ROJ TV yayınlarına "Basın yayın özgürlüğü" diyen Rasmussen, ROJ TV’nin kapatılmasına yeşil ışık yaktı,

Türkiye NATO’da üst düzey üç koltuk elde etti,

Dahası ve en önemlisi; AB görüşmelerinde Türkiye’yi sıkıştırmak için kullanılan Güney Kıbrıs ile limanlar sorunu askıya alındı,

Yıllar önce Evren Paşa’nın kullanmadığı, kullanmayı akıl edemediği NATO kozunu kullanan Erdoğan son derece başarılı bir dış politikaya imza attı,

Başbakan içerde ve dışarda güç kullanmayı seviyor,

Dışarda Türkiye’nin gücünü biliyor ve Türkiye için kullanıyor, Bir anlamda "Alayına van minüt" diyor,

Yabancı liderleri "Van minüt manyağı" yapıyor,

Buna hepimiz destek veriyoruz,

İçerde, kendi gücünü biliyor ve bunu kendi siyaseti için kullanıyor,

Bu da herkesi rahatsız ediyor,

Görülüyor ki, güç, ülke için kullanıldığı zaman güzel,

NOT: Türkiye önemli sözler aldı, Ancak önemli olan bu sözlerle ilgili uygulama,

Eğer verilen sözler sık sık olduğu gibi unutulur ve tutulmazsa Türkiye çok ciddi bir sıkıntıya girer,

Bu sözlerin tutulması hem Obama hem de Erdoğan açısından önemli bir sınav olacak,

 

 


Zamcı otomotivciyi protesto edin

OTOMOBİL ithalatçıları son derece kötü bir sınav veriyorlar,

Stoklarımız bizi batıracak diyerek bir vergi indirimi kopardılar,

Hepimiz de buna destek verdik,

Ancak vergi indirimi gelip, vatandaşlar otomobil almak için galerilere gidince, "Kusura bakmayın araç kalmadı" yanıtı aldılar,

Aradan 10 gün geçti, geçmedi,

Galeriler yine otomobil doldu,

Ancak bu kez otomobiller zamlı,

Birkaç ay içinde otomobil ithalatçıları yüzde 30’a varan oranlarda zam yapacakmış,

Bunun adı fırsatçılıktır,

Devletin piyasayı canlandırmak ve vatandaşı harekete geçirmek için yaptığı fedakarlığı "kâr olarak" cebe indirmektir,

Otomobil ithalatçılarının bu yolla birkaç ay içinde fazladan kazanacağı para birkaç yüz milyon TL’nin altında değildir,

Bence vatandaş bu "uyanıklığı" protesto etmelidir,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Krizi vatandaşı yolmak için kullanmadığımız zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları