Bireysel güvenlik ve istatistikler

BİREYİN güvenliği, sadece azgelişmiş ülkelerin sorunu değildir,

Hatta gelişmiş ülkelerde daha önemli bir sorundur,

Özellikle de, zenginleşen ama zenginleşirken "adaletli paylaşımı" gerçekleştirmeyen, toplum kesimleri arasında gelir uçurumları yaratan, sosyal politikaları unutan, bireyin kültürel gelişimine yatırım yapmayan ülkelerin sorunudur,

Dünyada da bu konuda büyük sıkıntılar çeken 3 ülke var,

Amerika Birleşik Devletleri, Güney Afrika ve Türkiye,

Bu üç ülkede de vatandaşların bireysel güvenliği ciddi tehdit altında,

Güney Afrika’da her yıl silahlı saldırı ve soygun girişimlerinde yaklaşık 30 bin kişi hayatını kaybediyor, ABD’de özellikle New York, 1990’ların başında yıllık 2000 civarında olan cinayet sayısını, çok sıkı önlemlerle bu yıl 500 civarına indirmeyi başardı,

Türkiye’de ise istatistikler çok güvenilir olmadığı için tam sayıları öğrenmek mümkün değil ama çok şükür ki, yukarıdaki örnekler kadar vahim bir durumda değiliz, Ancak gidişat, bu ülkelere benzeyebileceğimizi gösteriyor,

Zaten Türkiye ile Güney Afrika büyük benzerlik gösteriyor,

Her iki ülkede de vatandaşlar arasında ciddi gelir uçurumları var, İki ülkede de göç, ciddi sorun,

Türkiye kendi içinde göç sorunu yaşıyor, Güney Afrika ise kendi içindeki sorunlar yetmezmiş gibi çevre ülkelerden gelen yaklaşık 8 milyon göçmenle boğuşuyor,

Sonuç olarak her iki ülkede de artan zenginlikten payını alamayan, kültürel olarak gelişemeyen ve geleceğe dair umut besleyemeyen geniş kitleler ortaya çıkıyor,

Bunlar büyük bir hızla suça ve uyuşturucuya yöneliyorlar,

Birkaç hafta önce İstanbul’daki "tinerci" diye bilinen madde bağımlısı çocukların yarattığı tehdide değindim,

İstanbul Emniyeti hemen açıklamalar, rakamlar yolladı,

Açıklamalar iyiydi, hoştu ama gerçeği yansıttığı kanaatinde değildim,

Nitekim o açıklamaların birkaç gün sonrasında Beyoğlu’nda güpegündüz tinerci saldırısına maruz kaldım,

Benzer saldırılara maruz kalan pek çok kişi gibi bir sonuç çıkmayacağını bildiğim için şikâyetçi bile olmadım,

Ve dün bir grup madde bağımlısı genç, yine bir cinayet işledi,

Üstelik de, bir evin kapısına dayanarak,

Bu konunun polisiye bir mesele olmadığını, çok kapsamlı sosyal tedbirlerin yanı sıra bununla mücadele edecek olanlara "yasal altyapı desteği" sağlanması gerektiğini de biliyorum,

Ama polisin de birtakım geçersiz istatistikler açıklayarak bu konuyu hallettiğini zannetmesinin yanlış olduğunu tekrarlamak gerekiyor,

O istatistikleri, dün öldürülen gencin cenazesinde cami duvarına assınlar,

Bakalım nasıl tepki alacaklar!

 

 


Eşim ve kızım

GEÇEN hafta hafta sonu eklerimizin editörlerinden Elif Key, hazırladıkları haber için bir soru yollamış,

"Sizin için son 10 yılın en önemli kişisi kimdir?" diye,

Hiç düşünmeden yanıtladım,

"Eşim ve kızım,"

Elif şaşırmış,

"Ciddi misiniz?" diye sordu,

"Hiç bu kadar ciddi olmamıştım" dedim,

Düşündü,

"Galiba haklısınız" dedi, gitti,

Gerçekten de benim için son yılların en önemli iki kişisi, eşim ve kızım,

Şöyle bir düşünün, Sizin için de aslında öyle değil mi?

Ailemizden, yakınlarımızdan daha önemli ne var, kim var?

Başbakanlar mı?

Hadi canım, Onlarcasını gördüm, Geldiler gittiler,

Bilim adamları mı?

Belki, Yine de ailemden sonra,

Kim onların önüne geçebilir ki!

Ha belki bir de Turgay Ciner diyebilirdim, "yalakalık" suçlamalarını göze alarak,

Ama bize bir gazete kurmak için yüz milyonlarca doları, hem de ekonomik krizin en ağır baskısının hissedildiği günlerde, hiç düşünmeden harcayan, bizim başı dik bir şekilde mesleğimizi yapmamızı sağlayan, 1500 gazeteciye iş veren bir adam olduğu için,

Ama korktum, söylemedim, "Yalakalık yapıyor" demesinler diye,

Ama şimdi söylüyorum,

Haksızlık yapmaktansa, yalakalık yapmayı yeğlediğim için, 

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Herkesin kendine yakışanı yaptığını anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları