Neymiş neymiş!

ÖNCE ben yazdım, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı’nın HSYK için adaylığını koymayı planladığını, bunun referandum öncesi AKP tarafından verilen "yargıyı demokratikleştirme" sözünün çöpe atılıp yargıyı ele geçirme anlamına geleceğini,

Sonra yine yazdım, Adalet Bakanlığı’nın üst kademe yönetiminin HSYK seçimleri için kulis yaptığını, liste hazırladığını, bu liste için hâkimler ve savcılar üzerinde baskı kurduğunu,

Son olarak da bir hukukçunun, Anayasa’ya "Evet" oyu veren ve Türkiye’nin demokratikleştiğini zanneden bir hukukçunun bu konudaki hayal kırıklığı ve serzenişlerini,

Dün de Taraf’tan Alper Görmüş girdi konuya,

Çok doğru bir biçimde, Demokrat Yargı Derneği’nin şu görüşünü aktararak:

"Demokrat yargının derdi, mevcut HSYK’nın ‘Kemalist dikta’ olmasıydı, Ama vurgumuz ‘Kemalizm’e değil, ‘dikta’ya idi, Fakat sizin derdiniz ‘Kemalizm’miş, diktayla sorununuz yokmuş!,,"

Bakın nasıl devam ediyor Taraf yazarı Alper Görmüş:

"Referandum propaganda sürecindeki havadan dolayı ben zannetmiştim ki (muhtemelen siz de öyle düşünmüştünüz), ortaya adaylar çıkacak, her aday kendi propagandasını özgürce yapacak ve seçme hakkı olan hâkim ve savcılar da yine özgür iradeleriyle kurulun yeni üyelerini belirleyecek,

Bu beklentiye ilk darbeyi, adaylara propaganda yasağı getirerek Yüksek Seçim Kurulu (YSK) vurdu, İkinci darbe ise hükümetten ve Adalet Bakanlığı’ndan geldi, Hikâyemiz de zaten bu ikinci darbe üzerine,,,"

Ve Demokrat Yargı Derneği’nin olayı nasıl değerlendirdiğini de aktarıyor Görmüş: "YARSAV bile daha düzgün davranıyordu,"

Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can’ın da durumdan ürktüğünü anlıyoruz aslında Alper Görmüş’ü okuyunca,

Yargıda olup bitenden,,, Yargının, iktidarın uzantısı haline getirilmek istenmesinden,,,

Ama çok güzel bir şarkı sözü vardır, bilirsiniz: "Cause it’s too late baby now, it’s too late,"

Anlayacağınız, "Artık çok geç, Geçmiş olsun",

Atı alan Üsküdar’ı geçmeye hazırlanıyor,

Alakası yok ama "aldı da bir yağmur",

Maksat şarkı olsun,


Doğru adrese kızın

SİZLERİ biraz biliyorsam, tanıyorsam, pek çoğunuz bugün yayınladığımız anket sonuçlarını görünce kızacak, bizi suçlayacaksınız, Aynen referandum öncesi yayınladığımız anket sonuçlarına kızıp, bizi  suçladığınız gibi, Ama sonunda anketlerimizin tarafsız, objektif olduğu ortaya çıktı, Bu sonuçlara kızacaksanız yine kızın ama bu sonucun müsebbibi kimse onlara kızın, doğruyu arayanlara değil,


Rüzgârsız olmaz

ÖNCEKİ akşam Kemal Kılıçdaroğlu’nun, genel yayın yönetmenlerini davet ettiği yemeğe gittim,

Memlekette bayağı bir genel yayın yönetmeni var gördüğüm,

Yer seçimi yanlıştı, Yerler taş, duvarlar cam, Kötü bir akustik ortam, Konuşulanlar anlaşılmıyordu bile,

Neyse, epey bir soru soruldu Kılıçdaroğlu’na,

Bazı arkadaşlarımız Başbakan karşısında suskunken, Kılıçdaroğlu karşısında "kaplan" kesildiler,

Bundan çıkardığım sonuç şu: "Bu arkadaşlar, CHP’ye yakın dönemde iktidar olma şansı tanımıyorlar," Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni çok açık konuştu,

"Ben, CHP’nin iktidar alternatifi olmasını istemiyorum" dedi, Çünkü CHP’nin iktidar olmasını istemiyormuş,

"Helal olsun bu açık sözlülüğe" dedim içimden,

Ben de bir soru sordum: "CHP’nin başına geçtiğinizde iyi bir rüzgâr yakalamıştınız, Yüzde 30’ların üzerine çıkmıştınız, Ama son anketler düşüşte olduğunuzu gösteriyor, Partide kafanızdaki değişikliği somutlaştıracak bir kadro değişikliği yapmayacak mısınız? Ağırlığınızı koymamanız güçsüzlük, etkisizlik ve basiretsizlik olarak algılanıyor, Yeni CHP’ye uyum sağlaması mümkün görünmeyen ve toplumla kan uyuşmazlığı içinde olan isimlerle yollarınızı ayırmayacak mısınız?"

Tam bu kelimelerle mi dedim hatırlamıyorum ama böyle bir şeyler dedim,

Kemal Bey’in yanıtı şöyle oldu:

"İstanbul’da yeniden örgütleniyoruz, İl Başkanımıza talimat verdim, Her sokağa bir parti temsilcisi atayacağız, Bunun listesini vereceğiz MKYK’ya, Aradığımız zaman ulaşacağız, Ciddi bir örgütlenme yapacağız, İstanbul’dan başlıyoruz, çünkü İstanbul yaparsa diğer illerin bahanesi olmaz, Onlar da yaparlar, Bir eğitim organizasyonu yapıyoruz, Partilileri eğiteceğiz, Bu işin eğitimle olacağına inanıyoruz, Rüzgâr partisi değil, kalıcı, örgütlü bir parti olmak istiyoruz," Doğrusu bu ya, hayal kırıklığına uğradım bu sözlerle,

Çünkü çok iyi biliyorum ki siyaset rüzgârla olur,

Elbette Kemal Kılıçdaroğlu’nun dedikleri de olacak ama bir yandan da yelkenlere rüzgâr dolacak,

O rüzgârı kaybedince bir daha bulmak, bulup da hızlanmak kolay olmaz,

İşte AKP örneği,

Bir rüzgârla başladılar, Birkaç ayda iktidar oldular, Bu arada yelkenler doluyken Kemal Bey’in dediklerini de yaptılar,

Rüzgâr yoksa siyasette başarı da yok,

O rüzgârı kaybetmemek lazım,

Benden söylemesi,

 

Doğru adrese kızın

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hortumcular ve dolandırıcılar, namuslu insanların yaptığı işlere dil uzatmak için şerefsizlerin yarattığı ortamları kullanmadığı zaman

Erişilebilirlik Araçları