Her geçen gün çözüm zorlaşıyor

"KÜRT sorunu yoktur, Kürt yurttaşlarımın sorunu vardır,"

Başbakan Erdoğan‘ın son dönemde sıklıkla kullandığı bu cümle belki de çok ciddi bir farkındalığı gösteriyor,

Çünkü Kürt meselesi artık Türkiye’nin Kürt sorunu olmaktan çıkıyor ve Kürtlerin sorunu olmaya başlıyor,

Terör örgütü 32, yılında,

Terör ise 30, yılına girmek üzere,

Bu ne demek biliyor musunuz?

Türkiye’de 30 yaşında olan bir nesil, terörle büyüdü, Terörsüz bir ortam görmedi demek,

Doğu ve Güneydoğu’da 1980’lerin başında doğup, bugün 30 yaşında olanlar içinse bu durum 30 yıldır "huzursuz" bir ortamda yaşamış olmak anlamına geliyor,

Hele hele bunlar içinde "Kürt milliyetçiliğine" yakın duranlar açısından durum iyiden iyiye karışık,

Bugün 30 yaşında olan bu insanlar 30 yıldır bir Türkiye karşıtlığıyla yoğruluyorlar,

Onlar için Türkiye Cumhuriyeti "TE-CE" demek,

Bunun içerdiği anlam ise çok da olumlu değil,

Türk ordusu, Türk polisi ise açık bir düşman,

Bunun anlamı şu: "Sorunu çözmek her geçen gün daha zor bir hale geliyor,"

Çünkü Abdullah Öcalan dahil, terör örgütünün kurucu kadrosu kendini Türk vatandaşı olarak görüyorlardı,

O vatandaşlık ikliminde büyümüş, yetişmiş, eğitim almışlardı,

Ne olursa olsun Türkiye vardı, Türkiye onlar için önemliydi,

Yeni gelen ve bugün artık 30 yaşına varmış olan nesil içinse durum pek de öyle değil,

Onlar tam aksine bir "düşmanlık" iklimi içinde büyüdüler, yetiştiler,

Türkiye onlar için "te-ce" dedikleri iki heceden ibaret ve besledikleri duygular çok da iyi değil,

Şimdilik örgüt hâlâ kendini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gören ve pek çoğu etnik köken olarak da Türk olan bir kadronun elinde,

Bu kadro yerini 1980 sonrası doğumlulara bıraktıkça, sorunun çözümü de zorlaşacak,

Bu nedenle sorun artık "Kürt vatandaşlarımızın sorunu" diyor olabilir Başbakan,

Çünkü çözümün zorlaşması demek, bir arada yaşama iradesinin ortadan kalkması demek,

Bir arada yaşama iradesinin ortadan kalkmasının doğrucağı sonuçlar elbette kimse için çok hayırlı değil,

Ancak terör örgütü ve destekçileri "çözüm" konusunda hiç kafa yormadıkları için, her adıma geri bir adım atarak karşılık verdikleri için, "Nedir bu işin çözümü" sorusuna muğlak, içeriksiz yanıtlardan başka bir şey veremedikleri için sanki bu sonucu istiyor gibiler,

Ancak eğer bu durum bir somut gerçek olarak önümüzdeki 10 yıl içinde karşımıza çıkarsa, Kürt vatandaşlarımız, aşırı miliyetçileri dahil, olası çözümden pek memnun kalmayacaklardır,

 


Tehdit değil

YUKARIDA yazdığım satırları bir "tehdit" gibi algılayanlar olabilir,

Benim ki, "tehdit" değil "tespit", ama isteyen istediği gibi algılayabilir,

Çok da umurumda değil,

Çünkü nasıl ki, 30 yaşına gelen Kürt gencinin bir "ruh hali" sorunu varsa, aynı yaştaki Türk gencinin de bir ruh hali sorunu var,

Terörsüz yaşanılan günleri gören, kardeşçe yaşanabilme durumunu bilen biz ve bizim üzerimizdeki yaş grubu için sorun yok,

Hiçbirimizin kafasında bir Kürt-Türk ayrımı yaşanmıyor,

Biz terörle, Kürt vatandaşlarımız arasındaki ayrımı net bir şekilde görüyor, biliyoruz,

Ancak yeni gelen Türk neslinin de Kürt nesli gibi bir "karşıtlık" hissi besliyor olması mümkün,

Şimdilik bu bölgedeki Kürt gençlerindeki kadar yoğun bir his değil ama gelecekte ne olur kimse bilemez,

Bu yüzden bu sorunun çözülmediği her gün çözümü zorlaştıran bir gün oluyor,

Herkes bunu bilsin,

 

 


Radikal’den özür

TOPKAPI Müzesi Müdürü Sultan 1, Yusuf‘un görevden alınması ve imza attığı aşk rezaletini haber yaparken ciddi bir haksızlık yapmışız,

Sultan 1, Yusuf‘un "Tahtı lojmana taşıtma rezaleti" bizim değil Radikal Gazetesi’nin bulduğu bir haberdi,

Biz onlardan alıp, hatta haberin fotoğrafını da onlardan rica edip kullanmıştık,

Bunu her nedense unutan editörlerimiz sanki bu haberi de ilk biz yapmışız gibi yazmışlar 2, rezaleti duyururken,

Radikal ekibinden bu hata için özür diledim,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Başbakan Erdoğan’ın neden herkesten 3 istediğini anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları