Ağabey kalmak için

MISIR’da kısa sayılabilecek bir süre önce devrim oldu,

Baskıcı diktatoryal dönemin son ismi Mübarek, halk tarafından indirildi,

Bir süre sonra seçimlere gidildi,

Tek organize grup olan Müslüman Kardeşler’in adayı Mursi halkın yüzde 50’sini biraz aşan oyla devlet başkanı seçildi,

Mursi gelir gelmez ilk olarakMısır ordusunun siyaset üzerindeki etkisini kırmak ve askeri vesayeti tam olarak sona erdirmek için yüzlerce yüksek rütbeli subayı emekliye sevk etti,

Otoritesini gösterdi,

Müslüman Kardeşler’in Mısır’da iktidara gelmesiyle birlikte oluşan beklenti çok açıktı,

Mısır’da “radikal” bir dönem başlayacaktı, Çünkü Müslüman Kardeşler’in geçmişi buna işaret ediyordu,

Ama öyle olmadı,

Mursi ilk olarak Mısır devletinin devamlılığına işaret etti,

Yaptığı ilk açıklama, Camp David dahil Mısır’ın tüm uluslararası anlaşmalarına saygılı olacaklarıydı,

İsrail’e karşı asla düşmanca bir tavır geliştirmedi, Dost olmadı ama düşmanca da davranmaya niyeti olmadığını gösterdi,

Suriye meselesinde Türkiye’nin tavrını her platformda destekledi ama kendisi aynı sert tavrı göstermedi,

Ve İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısı ve ardından ortaya çıkan tartışma ortamında itidalini korudu,

Belki bunu korumakta zorlandı, belki kendi kamuoyunu tatmin edemedi ama meselenin çözümünde aktif rol oynadı,

Ve birdenbire “Ateşkesi sağlayan adam” olarak ABD’nin ve Batı’nın kahramanı oldu,

İktidara geldiği zaman “imajının” oluşturduğu beklentinin tam tersi bir davranış sergileyerek yaptı bunu,

Üç gün önce yazdığım bir yazı var,

Türkiye ve Mısır’ın bölgede birlikte hareket ederek çok etkin bir güç olabileceklerine dair,

O yazıda bu gücün etkin kullanılabilmesi için “sükûnet ve itidal” tavsiye etmiştim,

Mursi bu tavsiyemin ne anlama geldiğini çok iyi gösterdi,

Aslına bakarsanız, Türkiye’nin sağlanan ateşkesteki rolü de hiç azımsanacak gibi değil,

MİT Müsteşarı Fidan ve milletvekili Ömer Çelik, İsrail ve Filistin arasında çok önemli bir mekik diplomasisi gerçekleştirdiler,

Ancak ateşkese sağladığımız bu katkı, çıkardığımız gürültünün içinde kayboldu gitti,

Ve bu “Ateşkesi sağlayan devlet adamı” unvanı Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’ye gitti,

Türkiye önde, Mısır arkada olması gerekirken Mısır öne geçti,

Bu durum elbette Türkiye’nin önemini ve bölgedeki gücünü şimdilik etkilemez,

Ama uzun vadede her iki ülkenin “itidalli” tavrını koruması gerekir,

Türkiye’nin bölgede örnek ve ağabey ülke kalabilmesi için bu şarttır,

Aksi takdirde Mısır bile Türkiye’den uzaklaşabilir,

‘Ne yapılması gerektiğini göstermek istedik’

ÇAMLICA’ya yapılması planlanan camiyle ilgili yazılarımdan sonra, dün sözünü ettiğim 2’nciliği paylaşan ama yapılmayacak olan projenin mimarından bir mail geldi,

Aynen paylaşıyorum:

“Ben, 1’incisi olmayan fakat 2’ncilerden birinin uygulanacağı söylenen Çamlıca Camii Mimari Proje Yarışması’nda projesi ‘uygulanmaması’ düşünülen diğer 2, projenin müellifi Mimar Süleyman Akkaş,

42 günlük yarışma süresi, 70 günlük değerlendirme süresinin ardından yarışmanın sonuçları açıklandı, Sonuçların açıklanmasıyla 1’inciliğe layık bir eserin olmadığı bir yarışmada 2’ncilik ödülünü alan tasarımlardan birinin uygulanacağının açıklanması bir oldu,

Bizde buruk bir sevinç,

2’ncilik ödülü aldığımıza sevinsek mi, 2’ncilik ödülünü paylaştığımız diğer projenin uygulanacağı haberlerinden dolayı üzülsek mi?

Şaşkınlıkla olup biteni takip etmeye çalıştık,

İsmimiz diğer isimlerin gölgesinde kaldı, Çoğu insan şu seçilen proje, bu da diğer proje nasıl bir şeydi acaba diye düşünmemiştir bile,

Oysaki bizim projemiz, uygulanacağı söylenen o projenin neden yapılmaması gerektiğini savunan, anlatan, açıklayan ve 21, yy’da çağdaş mimari çizgi ışığında oraya neyin yapılmasının daha doğru olduğunu açıklamaya çalışan bir projeydi,

Projemiz bu tartışmaların gölgesinde kaldı,

Bizi o projeyle eşdeğer görüp eşdeğer 2’ncilik ödülü veren jürinin maksadını da anlayamadık,

Buradan şu sonuç çıkarılmasın, Bizim projemizi neden uygulamıyorlar da o projeyi uyguluyorlar demiyoruz, 1’inciliğe layık eser bulunamamışsa benim projem de diğer proje de uygulanmamalı,Hakkaniyetli olan budur,

Diyebilirsiniz ki 2’nciliğin nesine seviniyorsun?

Buna kısaca şöyle cevap vermek isterim,

Meslekte henüz 10 yılını tamamlamış genç bir mimar olarak proje yarışmalarını öğrenciliğimden beri takip ederim, Bu kısa meslek hayatıma 12’si davetli olmak üzere ulusal-uluslararası 55 yarışma sığdırdım, 32’sinden ödül aldım,

Biz genç mimarlar için yarışmalar iş alma kapıları olmakla beraber, büyük ofisler ve ünlü mimarlarla da rekabet etme imkânı sağlar,

Mesleğini severek ve iyi niyetle yapmaya çalışan bizim gibi mimarlar için yarışmalardan ödüller almak önemlidir,

1, olup hayalini gerçeğe dönüştürme fırsatı elde etmek daha da önemlidir,

Yazınızda saydığınız dünyaca ünlü mimarlar ve bizim abilerimizden (içlerinden biriyle yaklaşık 8 sene beraber çalıştım) hangisi tasarlarsa tasarlasın, dünya mimari literatürüne girecek bir mimari eserin ortaya çıkacağı kesindir, Fakat yarışma yoluyla projenin elde edilmesi yöntemi en doğru yöntemdir,

Burada yöntem doğrutespit edilmiş ancak süreç son derece başarısızca yönetilmiştir,

Bu yarışma, şu ana kadar açılmış mimari proje yarışmaları içinde en yüksek ödüle sahip olanıydı,

Dağıtılacak ödül miktarı cezbediciydi, Ne yalan söyleyeyim,İlanı gördükten sonra ilk düşüncem ödül miktarı olmuştu, Yani para kazanmak için katıldım, Açık yüreklilikle söylüyorum,

Sonrasında yarışmayla ilgili çeşitli söylentiler çıktı, Aldırış etmedim, İyi niyetli düşünmeye çalıştım,

Mimarlar Odası, üyelerinin yarışmaya girmemesi yönünde tavsiye açıklaması yaptı ancak yarışmaya katılım için üyelerine ücret karşılığı üye belgesi satmaya da devam etti,

5 haftalık yarışma süresinin 4 haftasını uzaktan takip ettim,,,

Son hafta karar verdim,

Madem oraya bir cami yapılacak, bari iyi bir şey yapılsın, Çağın mimari unsurlarını taşıyan İstanbul’un sembolü olacak bir eser yapılsın dedik ve son hafta yarışmaya katılma kararı aldık,

Sonuç,,,

Sonucu artık herkes biliyor, Tüm söylentileri haklı çıkarırcasına başından sonuna yanlış işleyen bir sürecin yansıması,”

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Pet-shop’larda hayvan satmanın hayvanseverlik olmadığını anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları