Büyükle küçük ortak olamaz

THY büyük hayallerle partner olduğu Lufthansa’dan kazık üzerine kazık yiyor.

THY’nin gelişmesinden, büyümesinden rahatsız olan Alman havayolları, THY ile yaptığı tüm anlaşmaları birer birer rafa kaldırıyor.

Bunda şaşılacak hiçbir şey görmüyorum.

Bir kişi veya kurum kendisinden güçlü, kendisinden daha fazla imkânlara sahip bir başka kurum veya kişiyle işbirliği yaparsa, sonuç genelde böyle olur.

Ya büyük kurum küçük kurumu yutar, yok eder…

Ya da küçük kurum zorlu lokma çıkar, bu işbirliğinden daha fazla kazanç elde eder veya bu işbirliğiyle gücünü artırırsa büyük kurum küçük olanı ya kapı dışarı eder veya ortadan kaldırmaya çalışır.

Bu tarih boyunca hep böyle olmuştur.

Büyük olan küçükle işbirliği yaparak şu mesajı vermeye çalışmıştır aslında: Fazla büyümeye çalışma, kanatlarımın altında yaşa, gücünü beni rahatsız etmeyecek şekilde ve benim lehime kullan. Benim gücümü kendi lehine kullanmaya asla yeltenme.

Küçük olan taraf buna razı olduğu sürece bu tür işbirlikleri sürer.

Ama eğer küçük olan büyüğün gücünden de faydalanıp kendini olduğundan daha güçlü hissetmeye başlarsa ve bundan aldığı özgüvenle hızlı bir biçimde güçlenip büyürse büyük gücün bundan rahatsız olması kaçınılmazdır.

Lufthansa ile THY ilişkisi de belli ki Lufthansa tarafından bu prensiplerle kurulmuştu.

Ama THY, Lutfhansa’dan daha cevval çıkıp onun pazarına girince, ondan müşteri çalınca ve Lufthansa’dan daha hızlı büyüyünce “öküz öldü”.

 

Çocukları Kuran kursuna mı yollayalım?

DÜN SBS’nin yerine yapılacak olan sınavlardan ilki gerçekleştirildi.

Geçen hafta, “Yahu bu sınavda diğer derslerle aynı ağırlıkta din sorusu olur mu?” demiştim ya.

Halt etmişim.

Din soruları, diğer derslerin sorularından daha da ağır çıktı.

Uzmanların hemfikir olduğu konu, “din dersi sorularının çok zor olduğu” yolundaydı.

Pek çok öğrencinin din dersi sorularını yanıtlamakta güçlük çektiğini zannediyorum.

Benim bu sınav sistemi ve soru tercihlerinden anladığım şudur.

Bundan böyle bu sınavda başarılı olmak isteyen çocukların aileleri, çocuklarını “Kuran kursuna” da yollamak zorunda kalacaklar.

Yoksa normal bir okulda bu denli teferruatlı din dersi sorularının altından kalkmak mümkün değil.

Galiba sonunda çocuklara Cübbeli Ahmet Hoca’dan ders aldırmak zorunda kalacağız.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İnançlar sınav konusu olmadığı zaman.

Erişilebilirlik Araçları