Özürcü aydınlarla Obama’nın rastlantısal benzerliği

Obama’nın "Soykırım" demeden "Soykırım" derken kullandığı kelimelere dikkat ettiniz mi?

"Meds yeghern" diyor,

Bana göre "Yeghern"deki "H" lüzumsuz,

Yabancılar "G"yi "J" okumamak için koymuşlar,

Türkçe’de yegern desek de olur ama anlatacağım bu değil,

Dikkatinizi çekmek istediğim nokta "Meds Yeghern" ifadesi,

Ermenice bu iki kelime iki gündür popüler ama aslında biz bu iki kelimeyi daha önce de duyduk,

Çok değil, birkaç ay önce,

Hatırlayacaksınız, bir grup "Alıştırmacı" Türk aydını bir kampanya başlattılar: "Özür kampanyası"

Ermenilerden 1915 olayları için Türk milleti adına özür dilemek amacıyla,,,

Ben şahsen bu kampanyaya ne katıldım ne destek verdim,

Ne de bu kampanyanın doğru olduğuna inandım,

Özür dilenecek hiçbir şey yapmamıştım,

O dönemde olan bitenden elbette ki, üzgündük, Ama tarihte üzgün olmamızı gerektirecek o kadar çok olay vardı ki! Ve hatta bizden özür dilemesi gereken o kadar çok millet vardı ki, ben özür falan dilemedim,

Neyse konumuz bu da değil,

Meds yeghern sözcüklerini Türk halkı ilk olarak bu kampanya sırasında duydu,

Çünkü kampanya organizatörleri de Ermeniler’den özür dilerken aynen Obama gibi bu iki sözcüğü kullanmışlardı,

Onlar da 1915’i hatırlatırken "Meds yeghern" yani "Büyük acı" diyorlardı,

Aynı tanımı bu kez Obama’dan duyunca şaşırdım,

Ne ilginç rastlantı değil mi?

 

 


Sıkıcı mıyım?

Bazı okurlar mail atıyor,

"Hep ciddi yazılar, Hep ciddi yazılar, Bütün gazeteciler arada bir light yazılar yazıyor, Sen çok ciddisin, Sıkıcı olacak kadar ciddi, Sen yemez misin, içmez misin, sevmez misin? Biraz da bunları yaz" diye,

Gülüyorum tabii,

Bunları yazana da kızarlar, yazmayana da "sıkıcı" derler,

Bir ara sevdiğim otomobilleri yazıyordum, "Bu otomobiller kaç para sen milletle dalga mı geçiyorsun" diye kızdılar,

Saatlerden bahsettim birkaç kez, "Ulan vatandaş Swatch alamıyor sen yazıyorsun" dediler,

Aşk yazıları mı yazayım?

Kusura bakmayın ama bazıları gibi post orta yaş bunalımında olmadığım için, bazıları gibi kulağımın arkasını kaşıyarak yazmam, genç sevgililerime köşemden ilanı aşk etmem mümkün değil, Aşk yazısı yazsam eşime yazacağım ki, ona da kızdınız vaktiyle,

Şarap yazsak yakışık almaz, 40 yaşına kadar köpek öldüren içmiş adamlar 40 yaşından sonra şirket parasıyla iyi şarap içmeye başlayınca her biri birer degüstatör oldu, Kardeşim 40’ından sonra dilde damakta hücreler ölür, o güne kadar öğrenmediysen sonrasında öğrenemezsin, Bunu mu yazayım?

Gece hayatı desen yok ki, yazayım,

Gençken gezerdik, Şimdi gitmiyorum, Gittiğin yerde siyah takım elbise ya da abuk sabuk desenli gömlekler giymiş veletlerle, çıtır peşinde kart zamparalar ya da kocayı çıtıra kaptıran olgun hanımefendiler var, Gürültü patırtı içinde eğlenirmiş gibi yapıyorlar,

Onlarla mı eğleşeceğiz?

Hele bazı yerlerde gazeteci kaynıyor, Herhalde onlara indirim yapıyorlar, Bütün gün gazetecilerleyim, Bir de akşam hiç çekilmezler,

Seyahat yazmak belki iyi fikir ama, 1 yıldır gazeteden dışarı burnumuzu çıkaramadık, En uzun seyahatim köşedeki menemenciye, Nesini yazayım? Domatesin nasıl doğrandığını mı, yoksa yumurtanın kıvamını mı?

Kültür sanat faaliyeti yazsak, yazanlara ayıp, En palavra gösteriyi "Müthiş, alkışlamaktan avuçlarım patladı" kıvamında yazan, es’lerde eser bitti zannedip alkışa başlayanların yazdığı yerde ben ne yazayım?

Gördüğünüz gibi en iyisi ciddi olmak,

Ekonomik kriz bir bitsin, Ülke normale dönsün, O zaman yazarız,

Ama şimdilik ciddiyet en iyisi,

Bazen sıkıcı olsa da,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İlkelerimize mideden değil kalpten bağlandığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları