Ben bu işten sıkıldım

MESELE zaten sıkıcıydı, artık dayanılmaz hale geldi,

Tam 15 gündür bir belgeyi tartışıyoruz,

15 günde neredeyse 15 kere gazetelerin birinci sayfa manşetinde bu konu vardı,

Olup olmadığı belli olmayan ve bir türlü belirlenemeyen bir belge,

Bu belgeyle ilgili Türkiye’deki bütün siyasetçilerin söyledikleri ve söylemedikleri,,,

Bana göre Türkiye’de küçük bir azınlık dışında kimse bu meselenin detayına ilgi falan duymuyor,

Oluşturulmuş bir suni gündem içinde debelenip duruyoruz,

Genelkurmay Başkanı’nın dünkü basın toplantısı, benim sıkıntımın üzerine tüy dikti,

Yeter artık!

Darbe yapma niyetlilerine sesleniyorum,

Bundan sonra darbenin ağababasını da planlasanız, bunun için gizli-açık toplantılar da yapsanız ve hatta darbe de yapsanız beni ilgilendirmiyor,

Ne haliniz varsa görün,

Bıktım,

Ve siz "askerin darbe hazırlığı içinde olduğunu" yıllardır tekrarlayıp duranlar,

İşi öyle bir hale getirdiniz ki, yarın gerçekten darbe olsa millet, "Yok canım Taraf’ın palavrasıdır" deyip inanmayacak, komutan darbe için emir verse, emri alan "Yok canım, böyle bir emir yoktur, Cemaatin işidir" diyecek hale getirdiniz işi, Yarın üçlü kararnameyle bütün komuta heyetini görevden alsanız, o bile beni ilgilendirmiyor, bilesiniz,

Sizden de bıktım,

Doğrusunu isterseniz bugünkü "Kadının en iyi yaşı 28’miş" haberi beni daha çok ilgilendiriyor, "Neden acaba" diye, Ve merak ettiriyor, "Acaba erkeğin en iyi yaşı kaç" diye,

Türk yargısının, aynı suçu üç kez işleyen bir kişiye, üç aynı suç için üç farklı cezayı nasıl veriyor diye de çok merak ediyorum doğrusu,

Bu abuk sabuk gündemle bizi oyalayanlar, Türkiye’nin bu yıl 2001 krizine yakın bir küçülme yaşamasına nasıl engel oluruz, sorusuna yanıt arasalar daha iyi ederler,

Çünkü bu da bir darbe,

Hadi sıkıysa üç manşetle o darbeyi engelleyin,

 

 


Yorum

DÜN bizimki dahil birkaç televizyondan aradılar,

"İlker Başbuğ’un sözlerini yorumlar mısınız?" diye,

"Yorumlamam" dedim,

Nesini yorumlayayım,

Söyledi bitti,

Zaten herkes bir şey söylüyor

Birbirlerine haftalık olağan görüşmelerde, MGKTarda söylemeleri gerekenleri kameralara söyleyenlerin sözlerini ben niye yorumlayayım,

 

 


Bütün kurumlar demokrat oldu mu?

ÖNÜMDE bir gazete eki duruyor,

İngilizlerin en iyi gazetelerinden Sunday Telegraph’ın geçen pazar günü verdiği "Silahlı Kuvvetler" eki,

Ekin verilme nedeni "Silahlı Kuvvetler Günü",

Yani bir nevi 30 Ağustos,

Kapağında Irak’taki İngiliz askerlerinin harekât sırasında çekilmiş bir fotoğrafı var,

İçi İngiliz Ordusu’na methiyelerle dolu,

Prens William bile askeri üniformayla bir röportaj vermiş,

Ordunun tarihçesi, kahramanlıkları, mevcut durumu, envanteri,

"Karamanlara destek" diye ilanlar,

Tarihi savaş alanlarına yapılabilecek geziler,

Tam tekmil bir ordu güzellemesi,

Şimdi Türkiye’de bir gazetenin böyle bir ek yerdiğini düşünün,

Aman Allah!

Ne demokrasi düşmanlığı kalır, ne faşistliği, ne satılmışlığı,

Türkiye ne yazık ki bu hale geldi,

Halkın gözünde en güvenilir kurum olma özelliğini hâlâ ve her şeye rağmen koruyan ordumuz, her nedense düşman bir ordu gibi gösterilmeye çalışılıyor,

"Ama İngiliz Ordusu darbe yapmıyor ki" diyenler olacaktır içinizde,

Doğru yapmıyor ama bizim ordumuz da 30 senedir böyle bir şey yapmadı,

İnşallah bir daha da böyle bir şey olmayacak,

Ama bu ülkede "Batı’nın demokratik standartlarına" uymayan tek şey "Türk Silahlı Kuvvetleri mi?" sorusuna yanıt arayan da yok,

Bu ülkede herkes ve her şey çok demokrat da bir tek ordu mu bunun çok gerisinde kaldı!

Azgelişmişlik bir bütündür derler ya, demokrasi de öyle,

O bütünün sadece bir parçasına yüklenmek, en azından ayıptır,

Türkiye ne kadar demokratikleşirse, Türk Ordusu da o kadar demokratikleşir,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Eleştirileri adil olarak dağıttığımız zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları