ABD buysa dünyanın işi zor

WIKILEAKS’in açıklayacağı belgeleri haftalardır bekliyorduk,

Belgelerin doğru olduğu konusunda kuşku yoktu, Çünkü ABD Dışişleri, bir süredir, "Açıklanacak belgeler ilişkilerimizi bozmasın" diyor ancak belgelerin "gerçek olmadığını" söylemiyordu,

Tabii belgelerin "gerçek" olması, içeriklerinin de "doğru" olduğunu göstermiyor,

Çünkü değerlendirmeler genelde "sübjektif" ve "dedikoduya" dayalı,

ABD büyükelçileri, sağdan soldan gelen dedikoduları toplayıp yazmışlar, Yanına da kendi görüşlerini eklemişler,

Aslında şaşacak bir durum yok ortada,

Diplomasi "eldivenli" yapılır ancak arka planda yürütülen bölümü için "eldiven" kullanılmaz,

Wikileaks’in yayınladığı belgeler, ABD’nin eldivensiz tarafını gösterdi,

Bugün hangi ülkenin bu tarz belgeleri, büyükelçilik kriptoları ortaya dökülse benzer cümleler, benzer ifadeler görürüz,

Ortaya çıkan belgelerdeki ifadelerin özellikle "devletleri yönetenleri" şaşırttığını, kızdırdığını zannetmiyorum,

Bence oldukça sıradan,

ABD ile bu ülkelerin arasındaki ilişkileri bozacak türde değil,

Ama bazı bölümler, ülkelerin iç dinamiklerinde "sıkıntı" yaratacak türden,

Türkiye ile ilgili bölümlerde de en dikkat çekici olan, AKP içinde yaratabileceği gerilim,

Wikileaks’in yayınladığı belgelerin ortaya koyduğu en önemli gerçek ise "dünya devi" dediğimiz dünyanın lideri olarak ortaya çıkan ABD’nin aslında ne denli "sığ" bir yönetim anlayışına sahip olduğu,

Sokak dedikodularıyla hazırlanmış yazışmalar üzerinden dünyayı çözmeye çalışan ABD,

Ve çok net görülüyor ki, dünyayla ilgili, hele hele bölgemizle ilgili tüm öngörüleri "aptalca, cahilce",

Kişileri nispeten doğru bir şekilde analiz etmiş olabilirler ama olayları ve olaylar üzerinden geleceği analiz etme konusunda oldukça yetersizler,

Beni asıl endişelendiren, ABD’nin bu cehaleti,

Dünyayı bu bilgi ve bu analizlerle yönetiyor, yönlendiriyorlarsa, dünyanın giderek kötü bir yer olacağından kimsenin kuşkusu olmasın,


Yangın

İSTANBUL’un tarihinin bir bölümü göz göre göre yandı: Haydarpaşa Garı,

Niye yanmış anladınız mı?

Söyleyeyim, köylülükten,

Basit bir tamirat işi varmış, basitçe ihalesiz falan birine vermişler,

İş büyük değil, İhalesiz olmasında değilim,

Ama işi yapanın "tarihi nitelikte binalar" üzerinde bir deneyimi var mı, bu işleri bilir mi, güvenlik önlemleri konusunda bilgisi var mı falan diye sorup soruşturmamışlar,

Köydeki ahırın damını nasıl onarıyorlarsa, Haydarpaşa Garı’nı öyle onarmaya kalkışmışlar,

Hal böyle olunca da tarihin damı yanıp kül olmuş haliyle,

Ha bir de rivayet var tamiratı yapan şirketin AKP’li bir ilçe yöneticisine ait olduğu yolunda,

Yapılan işin bedeli 6 bin lira mıymış neymiş,

Artık buraya kadar düştüyse "bizden olsun"culuk,

Olacağı budur, yangın,

 


Kendime güldüm, madara mı oldum!

HAFTA sonunda bir okurun yolladığı bir yazıyı naklettim,

Meğer Yılmaz Özdil’in yazısıymış,

Salaklığıma güldüm hayli sonra öğrenince,

Gerçi yazının Yılmaz’a ait olması değerini düşürmüyor, Yılmaz Özdil zaten iyi yazar, Gülünç olan benim halim,

Demek ki, okumamışım o yazıyı,

Ben okumadığım gibi bizim düzeltme servisindeki arkadaşlar, yazı işlerinde o yazıyı sayfaya koyan arkadaşlar, hatta bizim Rahşan Gülşan bile okumamış,

Neyse sonuç değişmiyor,

Yılmaz’dan özür diliyorum,

Yazısını başkasının adıyla kullandığım için,

Ama iyi yazıydı vallahi, Eline sağlık,

 


Taraftara ‘Maça gelme’ diyen bir başkan

ASLINDA hiç istemediğim bir şey bu köşede Galatasaray’la ilgili bir şeyler yazmak, ama bazen insan duramıyor,

Galatasaray’ın Beşiktaş’a yenildiği maçı izledim haliyle,

Öyle bir ruh haline geldi ki tanıdığım Galatasaraylılar, bu yenilgilere üzülmez olduk, Sıradanlaştı,

Yazının devamı için tıklayınız

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bizden olsun derken en azından işin ehli de olsun dediğimiz zaman

Erişilebilirlik Araçları