Bir bölünme hikâyesi

OLDUKÇA geniş topraklara sahip olan bir ülkede uzun süren bir iç savaş yaşandı,

Yer yer düşük, yer yer yüksek yoğunluklu bir çatışma ortamı,

Ülkenin on binlerce vatandaşı öldü, sakat kaldı, Milyarlarca doları bu savaşta heba oldu,

Ülkenin gelişmesinin önünde bu savaş bir set oluşturdu,

Sonunda bu iç çatışmaya son vermek üzere taraflar bir "barış anlaşması" imzaladılar,

Bu barış anlaşmasından bir süre sonra yapılan bir referandumla yıllarca savaşan iki taraf ülkeyi bölmeye, ikiye ayırmaya karar verdiler,

Bu karar sonrasında ülkenin Güney bölgesi bağımsızlığını ilan etti ve ayrı bir devlet olarak tanındı,

Bakın bölünmeden sonra neler yaşandı,

Bölünmenin hemen ardından Kuzey tarafında alınan bir kararla, Kuzey’e yıllar önce gelip mal mülk sahibi olan Güney kökenlilere "9 ay içinde malını mülkünü sat ve Kuzey’e git" denildi,

Bunlar 9 ay içinde mallarını satmak zorunda kaldılar,

Tabii böyle bir arz meydana gelince fiyatlar düştü, mallarını mülklerini yok pahasına satmak zorunda kaldılar, aldıkları üç kuruş parayla Güney’e taşındılar,

Kuzeylilerle evli olan Güneyliler vatandaşlıktan çıkarıldı ve "evlilik süresince" Kuzey’de kalmalarına imkân tanıyan "oturma müsaadesi" verildi,

Mal mülk edinme hakları ellerinden alındı,

Yüz binlerce kişi perişan oldu,

Yıllar önce Güney’den kalkıp Kuzey’e yerleşenler bütün servetlerini yitirme durumuyla karşı karşıya kaldılar,

Güney’den Kuzey’e geçici olarak gelip çalışıp para kazananların böyle bir imkânı kalmadı,

9 ay içinde malını mülkünü satmayı başaramayanlar, mallarını bırakıp Güney’e gitmek zorunda kaldılar,

Aileler bölündü,

Evlilik nedeniyle eşler oturma müsaadesiyle Kuzey’de kalabilseler de, anaları babaları Güney’e geri dönmek zorunda kaldı,

Bölünmenin ve iki ayrı devlet haline gelmenin üzerinden çok kısa bir süre geçmesine rağmen, bölünmeyi isteyen ve bağımsızlık ilan eden Güneyliler yaptıklarına bin pişman oldular,

Bu anlattığım bir hikâye değil,

Geleceğe ilişkin bir öngörü falan hiç değil,

Bu yaşanmış bir olay,

Anlattığım yer Sudan,

2005 yılına kadar iç savaşla inim inim inleyen,

2005’te ilan edilen ateşkesin ardından 2011’de Kuzey ve Güney olarak resmen bölünen ve iki ayrı devlet haline gelen Sudan,

Sudan sebeplerle ülkeyi bölmenin, halka ne kadar pahalıya patladığının adı yakışmış örneği,

Bilmem anlatabildim mi?

 


Murdoch istenmiyor

MURDOCH’ın NewCorp,’u ATV’nin satışından çekilmiş,

Dün böyle bir açıklama yapıldı,

Ben size söyleyeyim,

Çekilmese de bir şey fark etmeyecekti,

ATV veya bir başka televizyon kanalının Murdoch tarafından satın alınmasına Türkiye Cumhuriyeti Devleti izin vermeyecekti,

Murdoch’ın İngiltere ve ABD’de patlayan skandalları sonrasında iyice ortalığa dökülen ilişkileri, iş yapma biçimi Türkiye’de de büyük rahatsızlık yarattı,

Murdoch zaten daha önceden Türkiye medyasına girmiş ve bir kanal satın almıştı,

Ortaya çıkan ve medya etiğiyle bağdaşmadığı gibi açıkça suç olan olaylardan sonra Türkiye’de güvenlik kurumları bir değerlendirme yaparak Murdoch’ın Türkiye’de daha fazla büyümesine izin verilmemesi gerektiğini ortaya koydular,

Avustralyalı medya baronunun Türkiye’de şimdiye kadar yumuşak ve etliye sütlüye karışmayan bir yayın politikası izlemiş olduğunun altı çizildi ama "Günün birinde ne yapacağı belli olmaz" denilerek Murdoch’ın Türkiye’de medya gücünün artmasının Türkiye açısından gelecekte "kabul edilemez ve öngörülemez" sonuçları olabileceği belirlendi,

Çok yüksek mali gücüyle, Türkiye’de bir anda en çok izlenen kanallara sahip olabileceğinden ve bunları "sabıkalı olduğu" tarzda kullanabileceğinden duyulan endişe nedeniyle de Murdoch’ın kaç para verirse versin ve kiminle anlaşırsa anlaşsın Türkiye’de daha fazla televizyon kanalına sahip olmasının stratejik olarak risk taşımasından dolayı Murdoch’ın önü kesildi,

Murdoch’ın Başbakan Erdoğan’la yaptığı görüşme büyük ihtimalle bu durumu engellemek ve birtakım garantiler vermek içindi,

Ancak belli ki, kabul görmedi,

Ve zannederim Wall Street Journal’da yayınlanan Uludere bombalamasıyla ilgili haber Murdoch’ın ipini çekti,

Avustralyalı medya imparatorunun ATV satışından çekilmesini bir de bu açıdan düşünün,

 


Gitti gelmez

HAFTALARCA önce uyardık,

"Hapis cezası kesinleşince Hayyam Garipoğlu aile geleneği gereği ve geçmişte de defalarca yaptığı gibi yurtdışına kaçacak, Engelleyin" diye,

Türk adaleti tınmadı,

Tınmayınca ne oldu?

Olacak olan,

Yani Münevver cinayetinde yardım ve yataklıktan mahkûm olan Hayyam Garipoğlu yurtdışına kaçtı,

Dün bazı gazeteler Almanya’ya kaçtığını yazdılar ama doğru değil,

Hayyam Garipoğlu önceki gün Londra’daydı,

Ünlü ve pahalı Michelin yıldızlı İtalyan lokantası Locatelli’de eşiyle beraber yemek yiyor, keyif çatıyordu,

Gitmesine göz yumanlar herhalde kına yakıyordur,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Adalet, adaletin tecelli etmesi için çalıştığı zaman

Erişilebilirlik Araçları