Bu neyin tahriki

KAHRAMANMARAŞ’ın Göksun İlçesi’nde jandarma yol kontrolü yapıyor, Durdurdukları araç durmuyor, bariyere ve jandarma aracına çarparak kaçıyor,

Ve yaklaşık 94 kilometre gittikten, yani Kayseri’nin Pınarbaşı İlçesi’ne vardıktan sonra Emniyet binası önünde kendini patlatıyor,

Şimdilik 1 polisimiz şehit, Onlarca sivil polis yaralı,

"Bu polis nasıl eğitiliyor, bu polis nasıl malzemeyle çalışıyor" diyeceğim kızacaklar,

Kızsınlar,

Yıllar önce de yazdım bunları, değişen bir şey yok,

Kaçan bir araç 94 kilometre boyunca nasıl durdurulamaz,

Polis diyor ki: "Durduramıyoruz, Ateş açsak sorun oluyor, Vatandaşa ateş açmış oluyoruz, Açmasak bu oluyor, Biz ne yapalım,"

Polis bunda haklı, Ateş açıp masum vatandaşı öldürse kıyameti koparıyoruz,

Ama yine de haklı değiller,

70 kilometre dile kolay,

O kadar kaçıyorsa zaten masum değildir, bir,

İkincisi, 94 kilometre az uz mesafe değil,

Diyelim ki, ateş açmadın, Yahu yola çivili tuzak da mı koyamadın 94 kilometre boyunca,

Bir dozer bulup yola toprak koysan da olur,

Nalburdan çivi alıp dizsen vakit var,

Ama bunların hiçbirini yapmıyor polis,

Peşinden takiple yetiniyor, Polis de, jandarma da,

Ta ki, Pınarbaşı’na gelinceye kadar,

Büyük ihtimalle kaçanların benzini bitti de durdular, Yoksa Ankara’ya kadar kaçacaklar,

Bombacılar gelip emniyet binasının önünde bombayı patlatıyorlar,

Benzin istasyonunun da az ötesinde,

Bu kadarı ayıptır yahu,

Basiretsizliktir,

Polisimin uçan kuşun sesini dinleyecek, kayda alacak teknolojisi var,

Ama 94 kilometre kaçan otomobili durduracak araç gereci yok,

Şimdi İdris Naim Şahin bir açıklama yapar,

Suçlu mutlaka vardır,

Ya bir memur, ya bir komiser, ya bir emniyet müdürü,

Hiçbiri değilse medya,

Başka kim olacak ki!

 


Bu neyin tahriki

YILLARDIR söylerim, "Yasalar değil o yasaların nasıl uygulandığı önemlidir" diye,

Anayasa başta olmak üzere bütün yasalarla ilgili düşüncem budur,

Anayasa yazmakla demokrat olunmaz mesela,

Amerikan Anayasası özgürlükçü değil midir? McCarthy dönemi de o anayasayla yaşanmadı mı?

En iyi anayasa, bakmaya gerek olmayan anayasadır bence,

Ceza kanunları için de aynı şey geçerlidir aslında,

Neresinden baktığınla ilgilidir,

Poşu takana 30 yıl da verirsin istersen, beraat de ettirirsin,

Uygulamadır önemli olan,

Uygulamayı da kültür getirir,

Önemli olan kültürü değiştirmektir, geliştirmektir, çağdaşlaştırmaktır,

Toplumsal kültürü, o kültürden gelen hukukçuyu, hâkimi, savcıyı,,,

Bakın size şahane bir olay,

Adamın biri,

Evli, Karısı var, Evi var,

Bir gün eve sevgilisini getiriyor, "Beraber yaşayacağız" diye, Sevgili eve yerleşiyor,

Bir süre sonra sevgilisinin kardeşi de aynı eve taşınıyor,

Karısı varken eve sevgilisini yerleştiren adam, sevgilisinin kardeşini de ihmal etmiyor, Onunla da ilişkiye giriyor,

Ve adamın karısı sonunda isyan ediyor, "Yeter be, ne bu rezalet" diyor,

Adam da karısını öldürüyor,

Haliyle yakalanıyor, âdet olduğu üzere mahkemeye çıkarılıyor,

Hâkim ne yapıyor biliyor musunuz?

Adamın cezasında "tahrikten ötürü" indirim yapıyor,

Hani adamın karısı kızıp adamı bıçaklasa "tahrik"i anlayacağım ama bu tahrikteki indirimi anlamam mümkün değil,

Adam belli ki, tahrik olmuş ama karısından değil,

Başka türlü tahrik olmuş,

Hâkim ise bu tahriki öbür tahrikle karıştırmış olsa gerek ki, indirim yapmış,

Ya da hâkim de adamdan korktu,

"Bu adam bu kadar tahrik olmuş, Karısı, sevgilisi, sevgilisinin kardeşi,,, Kızdırmaya gelmez" deyip tahrik indirimini acaba o yüzden mi yaptı!

 


Medya rezaleti, medya etiği

BU hafta medya etiği açısından ilginç bir olay yaşadık,

İçinde Habertürk Gazetesi’nin bir yazarının da bulunduğu bir olay,

Sabah Gazetesi’nde bir haber yer aldı,

Ekonomi sayfalarımızın yazarlarından eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, bir faktoring şirketinin yönetim kurulu üyesiydi ve bu görevinden ötürü davalık olmuştu,

Hemen Gazi Erçel’i aradım,

"Bu işin aslı var mıdır, nedir?" diye sordum,

Anlattı,

Bir süre önce Sabah Gazetesi ekonomi servisi editörlerinden biri, Gazi Erçel’i aramış,

"Hocam, buradaki bir arkadaşımızın bir faktoring şirketine borcu var, Ancak ödeme sıkıntısı yaşıyor, Duyduğumuz kadarıyla siz bu şirketin hissedarı ve yönetim kurulu üyesiymişsiniz, Yardımcı olur musunuz?" diyor,

Gazi Erçel yardımcı olamayacağını söylüyor,

Ardından Sabah Gazetesi ekonomi servisi, Gazi Erçel’le ilgili bu haberi yapıyor,

Gazi Erçel’e, "Bu büyük bir rezalet ama beni ilgilendiren tarafı bu değil, Siz bu faktoring şirketinde gerçekten yönetim kurulu üyesi ve ortağı mısınız?" diye sordum,

"Ortaklığım sembolik ama yönetim kurulundayım" dedi,

Bunun üzerine Gazi Erçel’le yollarımızı ayırdık,

Şimdi merak ettiğim, Sabah Gazetesi bu meseleyi kendi açısından nasıl halledecek?

 


Mourinho

İKİ büyük teknik direktör Jose Mourinho ve Fatih Terim’le şahane bir akşam yemeği yedik,

Bol bol sohbet ettik,

Yarın Habertürk Pazar’a yazdım,

Okumanızı tavsiye ediyorum,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sorunluluk ile sorumluluğu karıştırmadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları