Nurtopu gibi mevzumuz oldu hem de sezaryenle

ERDOĞAN bir konuştu ortalık yine karıştı,

Başbakan gündem yaratmayı, tartışmaların yönünü değiştirmeyi iyi biliyor, iyi beceriyor,

Hiç gündemde yokken, önceki gün akşamüzerinden beri sezaryenle doğmuş nurtopu gibi bir meselemiz var,

Kürtaj ve sezaryen cinayet midir?

Şunu peşin peşin söyleyeyim, bu tartışma bize özgü değil, öyle çağdışı bir tartışma falan da değil,

Dünyanın en gelişmiş, en medeni, en özgür ülkeleri de bu meseleyi tartışıyorlar,

Daha doğrusu kürtajı tartışıyorlar,

Sezaryen ise tartışma dışı,

Ama bizde sezaryenin tartışılması da normal,

Mesela ABD’de kürtaj karşıtlığı siyasi bir duruş, Cumhuriyetçilerin büyük bölümü kürtaja karşı,

Dini öncelikleri yüksek olanlar kürtaja karşı,

Bildim bileli tartışılır,

Avrupa’da da öyle, Fransa’da, İtalya’da bitmek bilmeyen bir tartışmadır kürtaj,

İzin verilmeli mi, verilmemeli mi!

Modern dünya belirli bir haftaya kadar kürtaja izin verilmesini uygun bulmuştur ama yine de tartışılır,

Mesela ABD’nin eski Başkan Yardımcısı adayı, güçlü siyasetçi kürtaja karşıdır,

Öyle karşıdır ki, özürlü olduğunu bile bile doğum yapmayı kürtaja tercih etmiştir,

Türkiye’de de yakın sayılabilecek bir zamana kadar kürtaj yasaktı, Yasaktı da yok muydu?

Vardı elbet,

Bazı doktorların ve kliniklerin adı bilinirdi, İllegal kürtaj yaparlardı büyük paralar karşılığı,

Yasak olan her yerde olduğu gibi,

Şimdi yasaklasak ne olacak?

Parası olan yine doktorunu, kliniğini bulacak,

Olmayan doğuracak, insaflıysa cami duvarına bırakacak, insafsızsa çöpe atacak,

Hele hele bazı kızlar kürtaj yaptıramadığı için doğuracak, sonra töre cinayetine kurban gidecek,

Ya da evden kaçmak zorunda kalacak, Büyük ihtimalle hayatı kayacak, Yoldan çıkacak,

Böyle bir çocuk ve böyle bir anne iyi mi, olsun mu?

Sezaryen ise bambaşka bir mevzu,

Cinayetle alakası olduğunu pek zannetmiyorum,

Ama sezaryen işinin cılkının çıktığından eminim,

Neredeyse normal doğum kalmadı,

Kadınların büyük bölümü sezaryeni tercih ediyor,

Oysa Batı’da, özellikle de Amerika’da sezaryen neredeyse yasak,

"Tıbbi zorunluluk yoksa eğer" sezaryen yapılmıyor, Yapılmıyor derken isteyen elbet yapıyor ama sigortalar parasını ödemiyor, Devlet ödemiyor,

Avrupa’da da durum farklı değil,

Başbakan da, Sağlık Bakanı da bu konuda haklı,

Bu konular her yerde olduğu gibi bizde de tartışılır, konuşulur,

Ama görünen o ki, çok sert başladı tartışma,

Bu kadar sert başlayınca olacak olan belli,

Kürtaj kesinlikle yasaklanacak, sezaryene sınırlama getirilecek,

3 çocuk artık hikâye,

Menopoza kadar Allah ne verdiyse!

 

 


Bir anneye bu yapılır mı

BUGÜN aslında çok istediğim bir şeyi yapamadım,

Birinci sayfaya koymak istediğim bir fotoğrafı koyamadım,

Elim varmadı,

Aslına bakarsanız varacak gibi de değildi görüntü,

Pınarbaşı’da kendini patlatan canlı bombalardan birinin olaydan sonraki halini gösteren fotoğrafı,

İnanılmaz bir görüntüydü,

O fotoğrafı çeken foto muhabirinin yerinde olmak istemezdim doğrusu,

Bedeninden ayrılmış bir baş,

Kafatasının arkası parçalanmış,

Kala kala bir yüz kalmış ama yanık,

İnanılmaz bir vahşetin görüntüsü,

O fotoğrafı basmak ve "Bir insan böyle olmak, böyle ölmek ister mi?" diye sormak istedim,

Hayattan, ardından böyle bir görüntü bırakarak ayrılmak ve günahsız insanları da beraberinde götürmek,,,

İçinde en küçük bir insanlık kırıntısı kalmış birinin yapabileceği, tek bir hücresi insan hücresi olan birinin, birinden yapmasını isteyeceği bir şey değil bu,

Bir ananın, evladını böyle bir görüntüyle hatırlaması,,,

Hangi ana ister, hangi evlat ister!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Duman olmadan da ateş olabileceğini anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları