Haydi hodri meydan

EKONOMİ Muhabirleri Derneği’ne teşekkür ediyorum, Müteahhit Ali Ağaoğlu ve danışman yazar Ali Saydam’ın seviyelerini belirleyen hakaret dolusu açıklamaya gösterdikleri "Gazeteci" tepkisinden ötürü,

Zenginliğini görgüsüzce milletin gözüne sokup, dergilerin zenginler listesine giren ama Maliye’nin vergi listesine giremeyen Ali Ağaoğlu’nu eleştirince halktan olumlu, bazılarından ise terbiyesizce tepkiler aldık,

Bu arada Ali Ağaoğlu mağdurları da peşpeşe bizi aramaya başladılar,

Bugünkü manşetimizde bunlardan biri var,

Ağaoğlu, işçilerin, memurların 25 yıl önce kurdukları bir kooperatifin bugün yüz milyonlarca Dolar eden arsasını ele geçirmek için fakir fukaraya yapmadığını bırakmamış,

Ve işin garibi, mağdurlar, çalmadıkları kapı, gitmedikleri gazete bırakmamışlar,

Bir tek kişi bile bunu haber yapmamış,

Biz şikayeti alınca hemen araştırdık ve arkadaşlarımız kapsamlı bir dosya hazırladılar,

Bu pisliği bugün sizlere sunduk,

Bu arada kulağımıza geliyor,

Ali Ağaoğlu, "Benden reklam alamadıkları için bunu yapıyorlar" diyormuş,

Gülüyoruz,

Daha bu gazete çıkmadan ve çıktıktan sonra size verdiğimiz sözler var,

Biz reklam için eğilip bükülmeyeceğiz, Haberleri görmezden gelmeyeceğiz, Bağımsız olacağız, gücümüz özgürlüğümüzde olacak dedik,

Bu nedenle gazetemizi en düşük maliyetle çıkarıp, diğer gazetelerden biraz daha yüksek fiyatla satacağımızı baştan açıkladık,

Bu gazetenin editoryal bölümünün, reklam bölümüyle hiçbir bağlantısı yok,

Bunu biliyorsunuz,

Ali Ağaoğlu da biliyor,

Ama "Ben vergi kaçırdım" demektense, böyle demeyi tercih ediyor,

Gülerim böyle diyenlere,

Benim bu suçlamayı yapana da, yayanlara da bir teklifim var,

Ali Ağaoğlu hangi gazetecilere ev sattığını açıklasın,

Daha doğrusu, hangi gazetecilere normal müşterilerden çok daha ucuz fiyatlara ev sattığını açıklasın,

Açıklasın da, niye bizden başkasının bu haberleri yapamadığını herkes öğrensin,

 

 


Hangi değerden bahsediyorsun

Murat Bardakçı, Zsa Zsa Gabor’un üvey oğlu Murat Belge’nin bir yanlışını yazınca kıyamet koptu,

Belge, hızını alamayıp iki gün boyunca Bardakçı’ya yanıt verdi,

Yanıtında yanlışına değinmiyor elbette, Düzeltme gayreti de yok,

O yanlışı nereden alıntıladığını söylüyor,

Doğrusunu isterseniz bu tartışmanın tarafı değilim,

Murat Belge, Bardakçı’nın dişinin kovuğunda kalır, Zaten Bardakçı salı günkü yazısında Murat Belge’ye "Had bildirimi" yapacaktır,

Meselenin tarafları her ikisi,

Ancak Murat Belge, her nedense Bardakçı’ya saldırırken hızını alamamış ve HABERTÜRK’e de sallıyor,

Üslubu çok çirkin; kendini entelektüel diye tanıtan birine yakışmıyor ama Belge’ye yakıştığını düşünüyorum,

Belge gazetemizden bahsederken "Habertürk denilen gazete" diyerek kendince bizi aşağılıyor,

Aşağılamaya çalışmak serbest elbet, ama bunu ilkokul düzeyi kelimelerle yapmak utanç verici, Seviyesizlik,

Tabii bu da benim değil Belge’nin derdi,

Ancak Belge, hızını alamayıp yazdığı ikinci döktürmesinde Habertürk’e bir daha saldırıyor ve şöyle diyor: "Gazetesi de bana temsil ettiğim değerlerden dolayı saldırıyor"

Her şeyden önce bu yazıya kadar bizim gazetenin Belge’ye bir saldırısı söz konusu değildi,

Çünkü Belge’nin saldırılmaya değecek bir tarafı yoktu,

Kendi halinde yazılar yazan, kendi cemaati olan bir adama biz niye saldıralım,

Ama o kendinde bir keramet bulmuş olmalı ki, "Temsil ettiğim değerlerden ötürü" diye bir laf etmiş,

Açıkçası ben Murat Belge’nin hangi değeri temsil ettiğini bilmiyorum,

Bir değer temsil edip etmediğini de,

Bu nedenle de kendisine değerler yüzünden saldırmamız söz konusu değil,

Müsterih olsun,

Paranoyak değil

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Çocuklarımızın çocukluklarını onlarla beraber yaşamaktan daha keyifli hiç bir şey olmadığını anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları