Muhsin Ertuğrul’u gördük, keşke AKM de yıkılsaydı

PEK sosyal bir tip sayılmam,

Öyle açılışa, geziye meziye katılmam,

Ama dün Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun açılışına gittim,

Sırf meraktan,

Çünkü yıkılıp yenilenmesi söz konusu olduğunda kıyamet kopmuştu,

"Yerine yenisini yapmayacaklar, Otele verecekler" diye herkes ağlaşıp durmuştu,

Bense "Yenilensin daha güzeli olsun" diyen ender kişilerden biriydim,

Bunu deyince, AKP’ye giden küfürlerden bir kısmı bana da isabet etmişti yolda,

Oysa ben, değil AKP, iktidarda HAMAS olsa koskoca Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ni göz göre göre kimsenin yiyemeyeceğini düşünüyordum,

Bittiğini ve açılacağını duyunca bu yüzden gittim,

Yapmışlar, Cami falan da yapmamışlar, Tiyatro yapmışlar,

Çok şık, çok kullanışlı, çok güzel bir tiyatro olmuş, Büyümüş, güzelleşmiş,

Gördüğüm kadarıyla sanatçılar da memnundu,

Yeni, pırıl pırıl, modern donanımlı bir sahneye kavuşmuşlardı,

Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun yeni halini görünce, Atatürk Kültür Merkezi’yle ilgili olarak yazdıklarımda ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım,

Biliyorum bu yazı beyhude, ama yaşarsak 40 yıl sonra, "Ben o zaman demiştim" demek için yazıyorum,

AKM de yıkılmalıydı,

Yenisi, arkasındaki araziyi, yanındaki otoparkı ve Divan Oteli’ne doğru uzanan bölgedeki apartmanları da kamulaştırarak elde edilecek araziyi kapsamalıydı,

Bir ucu Taksim’de, diğer ucu Atatürk Kütüphanesi’nde bitecek, dev bir kültür merkezi olmalıydı,

Atatürk’ün adına yakışır, İstanbul’un simgelerinden biri olacak muhteşem bir yapı olmalıydı,

Bu fırsat şimdilik kaçtı,

Yargı ve gürültü patırtı işi bozdu, Şimdi bir onarım yapılacak, iş bitecek, 100 milyon TL harcanacak, Hiçbir işe yaramayacak,

Ben daha önce bunu yazdığımda, "Orayı yıkarlar, yerine yandaşlarına otel yaptırırlar, Market yaptırırlar, AVM yaptırırlar" diyenler olmuştu,

Bense "Yaptıramazlar" diyordum, aynen Muhsin Ertuğrul’da dediğim gibi,

Yaptıramazlardı,

Yapsalar yapsalar inşaatı bir tanıdığa, ne bileyim Kalyon İnşaat’a falan verirlerdi ama yeni bir AKM yaptırırlardı,

Artık geçmiş olsun,

Yanlış oldu,

Hep olduğu gibi,

 

 


TSK’nın durumu

TSK’yı sürekli yıpratmaya bayılıyoruz ya,

Hani çok çok önemli siyasetçilerimiz, bakanlarımız "İyi ki savaş çıkmamış, bu TSK ile halimiz nice olurdu" diyorlar ya,

Bakın eloğlunun strateji uzmanları, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni nasıl değerlendirmiş,

Uluslararası silahlı kuvvetler reytingi konusunda oldukça yetkin bir site olan strategypage,com, tüm dünya ordularını çeşitli parametrelere göre sınıflandırmış,

Buna göre TSK hakkındaki değerlendirmeler şöyle:

TSK, tüm dünya orduları içinde "tradition" (savaş gelenekleri, tecrübesi, eğitimi ve dayanıklılığı) alanında 10 üzerinden 9 alan iki ülkeden biri, Diğer ülke ise İngiltere,

10 alan ülke yok, Türkiye’ye en çok yaklaşan ülkeler Almanya (8), İsrail (8), Finlandiya (8), ABD’nin derecesi ise 7,

TSK, Avrupa bölgesinde (Rusya da bu bölge içinde yer alıyor) genel klasmanda 3, büyük güç olarak değerlendiriliyor,

TSK, muharip güçlerin nicelik ve nitelik bileşkesinden oluşan "combat power" yani "savaş gücü" klasmanında da 972 puanla yine üçüncü,

TSK, subay/astsubayların niteliklerinin ölçüldüğü "leadership" yani liderlik alanında da 7 alıyor, Bu alanda TSK’yı geçebilen tek ülke 9 ile İngiltere,

Yerden yere vurduğumuz ordumuzun, yabancıların gözündeki durumu bu,

Anladığım kadarıyla Türk Ordusu’nu yok etmek isteyen yerli ve yabancıların daha bin hayli uğraşması gerekecek,

 

 

 


Bayramlık sağlık ekibi

GALATASARAY’da rezaletler bitmiyor,

Şimdi de Milan Baros’un yanlış teşhis ve tedavi nedeniyle iyileşemediği ortaya çıktı,

Spor yazısının devamı için tıklayınız

 

 

 


Hangi cehennem

BU da pazar fıkrası, Bir okurdan,

"Dört samimi arkadaş aynı arabada yolculuk ederken trafik kazasında ölürler,

Azrail, ‘Türk cehennemine mi Avrupa cehennemine mi gitmek istersiniz?’ diye sorar,

Dörtlü ‘Fark nedir?’ diye merak edince Azrail anlatır: ‘Avrupa cehenneminde her gün bir kepçe, Türk cehenneminde her gün bir kova b,k yersiniz,’

Üçü, ‘Biz Türk doğduk, Türk ölürüz’ deyip Türk cehennemine gider,

Bir tanesi ise uyanıktır, Avrupa cehennemini seçer,

Aradan epey zaman geçer,

Avrupa cehennemindeki artık kepçe kepçe yemekten bıkmıştır, arkadaşlarının durumunu merak eder, hallerini görmek için ziyarete gider,

Arkadaşları onu şen şakrak, neşe içinde karşılarlar,

Dayanamaz sorar: ‘Ben bir kepçesini hazmedemezken siz her gün bir kova yiyip nasıl bu kadar neşeli olursunuz?’

Biri izah eder: ‘Oğlum’ der, ‘Burası Türk cehennemi, Bir gün b,k olur kova olmaz, bir gün kova olur b,k olmaz, bir gün görevli işe gelmez, gelen de her b,ka karışır, Anlayacağın 3 aydır bir b,k yediğimiz yok’,"

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Gülmemiz gereken olaylar ile ders almamız gereken olayları ayırt edebildiğimiz zaman.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları