Devekuşu

SİİRT’teki iki farklı cinsel taciz ve tecavüz olayı ortaya çıktıktan sonra medyayı suçlamak için bir yarış başladı,

İlkinde, bir ilköğretim okulunda meydana gelen rezalet kentte neredeyse iki yıldır konuşulan, dilden dile dolaşan ve hemen herkesin bildiği bir rezaletken, bunu ortaya çıkarmakla yükümlü olan kamu görevlileri, her ne hikmetse "örtbas görevlisi" gibi çalışmışlar,

Dahası ve işin acı tarafı, büyük gazetelerin bölgede görev yapan muhabirleri, "Bu olay duyulursa sizi burada barındırmayız" şeklinde bazı kamu görevlileri tarafından tehdit edilmişler,

Olayın ortaya çıkması, Hürriyet’ten Gülden Aydın‘ın konuya el atmasıyla olmuş,

Yani herkesin suçladığı medya olmasa, bir gazeteci arkadaşımız olaya el atmasa, iki yıldır gizlenen taciz ve tecavüz olayları ortaya çıkmayacak, yenilerinin önü açılacak,

Anlamadığım şu: Hadi Başbakan’ı anladım ama başkalarına ne oluyor da medyayı suçluyorlar,

Gülden Aydın neyi yanlış, neyi eksik yaptı?

Bu olay duyulmasa daha mı iyiydi?

Gülden, belki bir cemaatin, belki bir aşiretin hedefi olma pahasına bu olayı ortaya çıkarmakla hata mı etti?

Bu mu medyanın suçu?

İkinci olay farklı mı?

Hani Pervari’de iki bebeğe tecavüz edilerek birinin öldürülmesi, diğerinin yaralanmasıyla sonuçlanan olay,

Tamam bazı gazeteler haberi sanki yeniymiş gibi vererek bir gazetecilik ayıbı yaptılar ama olayın eski olması, olaydan sonraki gelişmelerdeki eksikliği, hatayı ortadan kaldırıyor mu?

İyi ki gündeme geldi de ikinci bir "savsaklama" engellenir gibi oldu, En azından şimdilik,

Bakın bugün manşetimizdeki olaya,

Bu olay bundan tam 7 yıl önce olmuş ve günlerce kamuoyunu meşgul etmişti,

Mardin’de bir kız çocuğu, 12 yaşında bir çocuk fuhuşa sürüklenmiş, çocuk yaştaki kızla aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu pek çok kişi cinsel ilişkiye girmişti,

Medya o günlerde bu olayı manşete taşımıştı günlerce, Sonra unutuldu gitti, Dün aklıma geldi, bakalım neydi diye,

Baktık,,,

Hiçbir ilerleme yok,

Dava dosyası 1 ay sonra zamanaşımı nedeniyle "kapanıyor",

Zanlıların hepsi serbest,

12 yaşında tanıdığımız, 26 kişinin tecavüzüne uğrayan genç kız ise artık yaşı 18’i aştığı için barındığı Çocuk Evi’nden de çıkarılıp sokağa atılmış, nerede olduğunu bilen yok,

Bunların hepsinde medya suçlu öyle mi?

İyi bundan sonra yazmayalım,

Siz de bilmediğiniz için üzülmeyin, dertlenmeyin,

Hâlâ bu ülkeyi çok ahlaklı insanların yaşadığı bir yer zannedin,

Mutlu olun,

Tecavüze uğrayan, kullanılan, istismar edilen çocuklara ne mi olsun?

Size ne, o onların sorunu, Biz yazmayalım, siz duymazsanız üzülmezsiniz nasılsa!


Erken seçim mi!

SANKİ burnuma “erken seçim” kokuları gelmeye başladı,

Yakın zamana kadar popülizmden uzak duran ve bunu da çok doğru yapan iktidar, ilk kez popülist uygulamalara başladı,

Musluklar açıldı, halk kitlelerinde olumlu etki uyandıracak işlere girişildi,

Esnafından işçisine kadar herkese bir şeyler dağıtılıyor, yıllardır açılmayan kadrolar açılıyor,

Hatta bedelli askerlik bile, “Biz yapacaktık ama asker istemiyor” noktasına getiriliyor,

Diğer yandan da Anayasa paketi Meclis’ten geçirilmeye çalışılıyor,

Bazı bölümlerinin Anayasa Mahkemesi’nden döneceği aşikâr olduğu halde,

Bütün bunlar ne demek?

Bence erken seçim demek,

Anayasa paketi Yüce Mahkeme’den dönerse erken seçime gidilecek ve “Biz size yeni Anayasa’yı soracaktık, size getirmemizi bile engellediler” denilecek,

Yanında önceden verilen “hediyelerle”,

Yok tersi olur Anayasa paketi Meclis’ten ve referandumdan geçerse bu kez de “İşte güçlü iktidar yaptı, Size de neler verdik neler, Hadi bize biraz daha zaman verin” denilerek erken seçime gidilecek,

Zaman mı?

Sizce ekim-kasım uygun mu?

Bence uygun,

AKP’nin azar azar da olsa oy kaybettiği kesin,

Anketlere bakarlar, İdare eder gibiyse seçime giderler,

Ekim-kasım gibi,

Hiç şaşırmayın,


Değişiklik askıda

ÖNCEKİ gün HABERTÜRK Spor yazdı,

Dün ben dokundum,

Bugün Galatasara yönetimi, tüzük değişikliğini askıya aldı ve tüzük değişikliğinin gözden geçirilip bazı maddelerinin yeniden yazılması kararını aldı,

Biz işimizi iyi yaptık,

Onlar da doğru sese kulak vererek duyarlı davrandılar,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bilmiyorum demenin biliyormuş gibi yapmaktan daha öğretici olduğunu anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları