İnat iyi bir şeydir

THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, bazı hatlarda alkollü içki servisine son verilmesini savunurken şöyle bir cümle sarf etti:
“Bazı yolcular inadına içki istiyor.”

Tespit yerinde.

İnsanlar bazı şeyleri inadına yapmaktan keyif alırlar.

Yapmayacağı şeyi bile inadına yaparlar.

İnsan doğasıdır. Doğaldır.

Çocukluktan başlar.

“Yapma” dediğini özellikle yapar.

Gözünün içine baka baka yapar hatta.

İnadına.

Bende de vardır bu özellik.

Annemden az terlik yemedim bu yüzden.

Ama vazgeçmedim.

Bir yandan da inat, insanlığın gelişmesinin temelidir.

Bilim adamlarında o müthiş inat olmasaydı eğer, vazgeçmeden, bıkmadan, usanmadan denemeselerdi, ilk hüsranda vazgeçselerdi arayışlarından, onca buluş nasıl gerçekleşebilirdi.

Kolomb ilk fırtınada inat etmeyip geri dönseydi, Macellan Horn Burnu’nun fırtınalarını inadıyla yenmeseydi nasıl yapılırdı tüm bu keşifler.

Wright kardeşlerin inadı olmasaydı, defalarca düşüp kafalarını yarmalarına rağmen devam etmeselerdi nasıl uçardı insanoğlu ve nasıl Hamdi Topçu bir havayolu şirketinin yönetim kurulu başkanı olabilirdi.
Peygamberler yaşamları pahasına inat etmeyip düzene boyun eğselerdi, nasıl ulaşırdı insanlara tek Tanrı’nın kelamı.

Ya da Atatürk vatanı kurtarmak için inat etmeseydi, nasıl kurulurdu bu Cumhuriyet.

Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının cesareti kırılsaydı 28 Şubat’ta ve inatla sürdürmeselerdi siyasi duruşlarını, nasıl iktidar olabilirdi AK Parti.

Hiç kızmasın Hamdi Topçu.

İnat iyi bir şeydir.

İnsanlara özgüdür.

Dünyayı inat değiştirir.

 

TRT reklam almamalı

TRT’nin reyting ölçümlerine girmesi ve reklam almaya başlaması, Türkiye’de televizyon piyasasında çok ciddi bir “haksız rekabeti” de beraberinde getiriyor.

Hepimizin vergileriyle mevcudiyetini sürdüren, harcadığımız her kilovat elektriğe ödediğimiz her kuruştan pay alan TRT’nin reyting rekabetine girmesi ve buna bağlı olarak reklam pastasından pay almaya başlaması, özellikle eğlence kanalları açısından çok ciddi bir sıkıntı yaratacak.

Zaten çok büyük bir bütçeye sahip olan ve halkın verdiği vergilerle yaşayan TRT, bu olanaklarla bir de reklam pazarına girdiği zaman diğer kanalların zaten sektörü beslemekten aciz olan gelirleri iyice düşecek.
Ben TRT’nin reyting savaşına girmesini de, reklam almasını da son derece yanlış buluyorum.

Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde devlete ait yayın kuruluşları böyle bir işin içinde olmuyor.

Olmak isteyenler de kıyasıya eleştiriliyor.

Türkiye’de ise her şey özelleşirken, televizyon yayıncılığında devlet ağırlığını giderek artırmak tutarsızlık oluyor.

 

Ruzi Nazar

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu üyeleri, Habertürk’te ziyaretime geldikleri zaman onlara şunu söyledim:
“Türkiye’de darbeleri araştırmak istiyorsanız konuşmanız gereken tek isim Ruzi Nazar’dır.”

Bu ismi ilk kez duyuyorlardı.

Anlattım.

Özbek Türkü’ydü Ruzi Nazar.

Sovyetler Birliği’nde Stalin’in ordusundayken Nazi tarafına geçmiş, 2. Dünya Savaşı sonrasında CIA tarafından görevlendirilmiş, Orta Asya’da ve 11 yıl boyunca da Türkiye’de CIA adına istihbaratçılık yapmıştı. 27 Mayıs Darbesi’nin arkasındaki ABD güçlerini, 12 Mart’ın arkasındaki ABD’yi ve içerideki bağlantılarını en iyi bilebilecek adamdı Ruzi Nazar.

100 yaşına yaklaşmıştı ama hâlâ aklı yerindeydi ve Türkiye’de yaşıyordu.

Ben komisyon üyelerine bunu söyledikten birkaç ay sonra masama bir kitap geldi.

Türkiye’nin karanlıklar prensi olarak tanımlayabileceğimiz bir isim, Enver Altaylı, Ruzi Nazar’la uzun uzun konuşmuş ve “Ruzi Nazar: CIA’nın Türk Casusu” isimli bir kitap yazmış.

Bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.

Not: Enver Altaylı ile hiçbir akrabalık ilişkim yok. Sadece soyadlarımız aynı.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yarışların sadece hızla değil akılla kazanıldığını unutmadığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları