Ben de Basın Yüksek Konseyi’ni kurdum

BİLMEM biliyor musunuz, "Basın Konseyi" diye bir "şey" var,

"Şey" diyorum, çünkü ne olduğunu ben de bilmiyorum,

Bildiğim, Oktay Ekşi’nin kendini bu "şey"in başkanı ilan ettiği, Yıllardır öyle,

"Şey"in bir de Yüksek Kurul diye bir başka "şey"i var, Bu şeyin şeyinde de Oktay Ekşi var, Doğan Grubu’ndan Orhan Birgit var, Doğan Grubu’ndan Tayfun Devecioğlu var, hatta POAŞ İkmal Optimizasyon Müdürü bile bu şeyin şeyinde,

Bu Basın Konseyi denen şeyin yönetimdeki gazetecilerin hemen hemen tamamı Doğan Grubu’ndan,

Yani aslında bu Basın Konseyi, Doğan Grubu’na ait bir konsey,

Hiçbir yasal durumu yok, hiçbir etkisi, gücü yok,

İyi niyetli bir gazeteci girişimi olarak başlamış ama Doğan Grubu’nun konseyi haline getirilivermiş,

Buna da bir itirazım yok,

Ama bu Basın Konseyi hiçbir yasal gücü, hiçbir yetkisi olmadığı halde, ha babam de babam çeşitli gazetelere yazılar yazıp "Şu konuda savunmanızı istiyorum" diyor,

Hangi hakla belli değil,

Siz kimsiniz, hangi yetkiyle benden savunma istiyorsunuz, bu hakkı nereden alıyorsunuz, diye soran yok,

Sonra bir açıklama yapıyorlar,

"Kınamayı gerektirecek bir durum yoktur" veya tam tersi "Vardır" diye,

Bu açıklamalarının da bir hükmü yok ama onlar yapıyorlar,

Bu "sözde" konseyi oluşturan isimlerin hiçbiriyle tek tek bir sorunum yok ama kendilerini "Yüksek Kurul" ilan etmelerine itirazım var,

Böyle bir şey olacaksa, bu Gazeteciler Cemiyeti bünyesinde olur,

Bir yetkisi, bir etkisi olur, Gerekirse bir yasal düzenleme yapılır ve bunun bir yasası olur,

Ama böyle "Ben kendimi Basın Konseyi ilan ettim" diye olmaz,

Eğer olursa ben de bugünden itibaren kendimi "Basın Yüksek Konseyi Başkanı" ilan ediyorum ve hemen altıma eş dost akrabadan bir "En Yüksek Konsey" kuruyorum,

Varsa meraklısı beklerim,

Yüksek Konsey Başkanlığım da geçicidir,

Oktay Ekşi gibi "ilelebet başkanlık" derdim yok, İlk fırsatta meraklısına devrederim,

 

 


Parayla Tower göstermek

DÜN Hürriyet Gazetesi belki de tarihinde ilk kez birinci sayfasının büyük bölümünü bir ilana ayırmıştı,

Aynen şu başlıkla: "Ağaoğlu Tower’ını gösterdi," Yani, Ağaoğlu kulesini göstermiş,

Görünce güldüm,

Zaten anında sağda solda yorumlar yapılmaya başlandı, "Bu ilan HABERTÜRK’e yönelik" diye,

İlan bize mi yönelik bilmiyorum,

Eğer öyleyse daha çok gülerim,

Çünkü orta yerde "Tower’ını gösterene" teşhirci denir, Ayrıca beton tower’larla güç gösterisi yapanın, başka sorunları var demektir, Belli ki, Ağaoğlu para verip tower göstermeye meraklı,

Ne diyebilirim ki!

Bir çift sözüm de, Hürriyet Gazetesi’ne var,

Eğer 1, sayfaları 120 bin lira verip tower göstermek isteyenlerin emrine amadeyse aklımızda bulunsun,

Yarın öbür gün biz de kullanırız,

Parasıyla değil mi?

 

 


Allah korumuş

BÜTÜN bu darbe tartışmaları ve ortaya dökülen kayıtlar bana bir tek şeyi gösteriyor:

"Demokrasi gibisi yok,"

Ergenekon Davası boyunca ortaya dökülen belgelerde, "darbe niyetlilerinin" konuşmalarına, fikirlerine, çevrelerinde topladıklarına bakınca "Allah korumuş" diyorum,

Bu konuda şimdiye kadar duyduğum en iyi lafı Emekli Amiral Atilla Kıyat etti zaten, "Bu salaklarla darbe falan olmazdı" diyerek,

Olmazmış da, ya olsaymış,

Nerede var kifayetsiz muhteris, nerede var üçkâğıtçı, nerede var her devrin adamı, nerede var fırıldak, nerede var iş takipçisi, nerede var lekeli politikacı, nerede var siyasetçi sırtında dolaşan gazeteci, hepsi bir ucundan bu darbe heveslileriyle işbirliği içinde,

Darbe heveslisi salaklar da onların peşinde,

Yolda görsen selam vermekten imtina edeceğin adamlar, darbecilerin "gözbebeği" durumunda,

Eskaza darbe yapabilmiş olsalar, bugünü mumla arayacakmışız,

İddianameyi, günlükleri, notları, yazışmaları okudukça fenalık geçiriyorum, "Ya becerselermiş" diye,

Bir yandan da eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ü saygıyla anıyorum,

Bir yandan kendi ekibi içindeki "delilerle" uğraşmış, bir yandan siyasetçilerle,

Ama dışarıya en küçük bir açık vermeden,

Bazıları adamı hiç beğenmediler ama onun döneminde TSK hiç bu kadar yıpratılmamıştı,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Parasını ahlak yoksunluğunu sergilemek için kullananlara dur dediğimiz zaman

Erişilebilirlik Araçları