KURTLARLA dans eden adam olarak ünlenen Kevin Costner, Hollywood’un en yeteneksiz oyuncularından biri olarak tanımlanır,
Anladığımdan söylemiyorum, Eleştirmenlerden okudum,
Damdan düşmüş pek çok şöhret gibi, şöhretsizlik dönemlerinde "Türkiye âşığı" oldu,
Ahmet San pazarlaması ile Türkiye’de dolanıyor zaman zaman,
Geçen sene gelmiş, Çankaya’daki resepsiyon dahil her tarafı gezmişti,
Sonra bir de baktık ki, "THY’nin reklam yüzü" oluvermiş,
Ama ayağı milli havayolumuza pek uğurlu gelmedi,
Tam Kevin Costner’lı reklamlar yayına girdi ve THY yolcuları kendilerini "yıldız gibi hissetmeye" başladılar, THY uçağı Amsterdam’da düşüverdi,
Enkazdan çıkmaya çalışanları görünce kendi kendime sormuştum, "Acaba kendilerini yıldız gibi hissediyorlar mıdır?" diye,
Edibe Sözen Hanımefendi’den öğrendiğimiz kadarıyla Kevin Costner yine Türkiye’ye gelecekmiş,
Ancak bu kez açılıma destek vermek için,
Bir de film patlatır belki "Kürtlerle Dans" diye,
Ancak THY’nin başına gelenden sonra Kevin Costner’ın açılım için gelmesini, açılım için pek de hayırlı bulmadığımı söylemeliyim,
Bono’ymuş
TÜRKİYE’ye gelme kararı alan tek kişi Kevin Costner değil,
U2 da Türkiye’ye gelecekmiş,
2010 konser programına Türkiye’yi de almışlar,
U2’nun şefini tanırsınız,
Bono,
Protest şarkıcı, Barışçı, çevreci ve her şeyci Bono,
O kadar havalı ki, artık kendini Dünya Başkanı zannediyor,
Megalomaninin doruklarında,
U2 ve Bono’yu 1980’lerden hatırlıyorum,
Çok popüler, çok moda oldukları bir dönemdi,
Hepimiz bayılırdık şarkılarına,
Bono siyasi kişiliğini yeni yeni ortaya koymaya çalışıyordu,
Bir Avrupa turnesine çıkmışlardı,
Yunanistan’a kadar geldiler,
Turne sırasında bir salak meslektaşımız, Bono Efendi’ye sordu, "Turne programınıza niye Türkiye’yi almadınız" diye,
Ben o güne kadar bir sanatçının, Charles Aznavour dahil Türkiye’ye bu kadar hakaret ettiği, Türkiye’yi bu kadar aşağıladığı bir yanıt görmedim,
Bunu duyunca eve gittim,
Bütün U2 albümlerini çöpe attım,
"Bono’nun albümünü alacağıma, hazine bonosu alırım" diyerek,
O Bono şimdi Türkiye’ye geliyormuş,
Gazeteci palavrası değilse, bir de açıklama yapmış, "Beni en çok etkileyen ülkelerden biri Türkiye’dir, Ülkeniz benim için bir kesişme noktası, Doğu ile Batı kültürlerini birbirine bağlayan bir köprü" diye,
Egemen Bağış da kendisine, "Gel sana köprüde bir konser yapalım" demiş,
Eee, tabii Bono’nun aslını bilmeyince böyle oluyor,
Koskoca Bakan’a da bizim öğretecek halimiz yok ya!
Not: Ayrıca söyleyeyim, 100 bin kişiyi köprüye toplar, ter ter tepinmelerine izin verirseniz o köprü yıkılır, Haberiniz olsun,
Şaptan şeker çıkmaz
"17 yaşında bir çocuk nasıl olur da böyle hunharca bir cinayet işleyebilir" diye kendi kendime soruyordum,
Çünkü uzaktan bakınca "varlıklı, düzgün bir ailenin evladı" gibi duruyordu,
Biraz kazıyınca kaplamanın boyası döküldü, altı çıktı,
Ne aileymiş ama,
Amcanın karışmadığı halt yok, Kaçak içki dahil, Bir ara kanun kaçağı, Yıllarca saklanmış, Yeğen de ona özenmiş olmalı,
Amca kaçakken bir kadın ona yardım ve yataklık ediyor, Para götürüyor,
Kadın amcanın kardeşinin, yani cinayeti işleyen çocuğun babasının sevgilisi,
Öyle gizli falan da değil, Açık açık sevgilisi,
Etrafta acayip adamlar, acayip kadınlar,
Belli ki, ahlaki değerlerle öyle yakın bir bağlantı falan yok,
Kim kime, dum duma,
Bu ortamı gördükten sonra Cem G,’nin kafa keserek cinayet işlemesi bana hiç garip gelmedi,
Bilirsiniz, şapı kaynatsan olmaz ki şeker, cinsini sevdiğim cinsine çeker,
