Eve yolladığı eşyayı geri getirtebilir

TÜRKİYE’nin 3 Temmuz gününden bu yana merakla beklediği iddianame hazır hale geldi,

Geldi ve öngörümde haklı çıktım,

18 Kasım günü bu köşede şöyle yazmışım,

Hani şu Şike Yasası diye bilinen 6222 sayılı yasada yapılacak değişikliğin gündeme geldiği günlerde,

Herkes, "Tutuklu sanıkların hepsi serbest kalır" yorumları yaparken,

Satır satır tekrarlıyorum:

"İddianameyi bilmiyoruz ama Aziz Yıldırım’ın serbest kalacağını zannetmiyorum, Çünkü onunla ilgili suçlamalar şikenin ötesinde, Çete kurmakla suçlanıyor, Zaten o nedenle bu soruşturmayı özel yetkili savcılar yürüttü, Aziz Yıldırım’ın 6222 sayılı yasada yapılacak değişiklikle hemen serbest kalacağını zannetmiyorum, Tabii savcının iddianamede ne yazacağı da önemli,"

Bu yazdıklarım aynen doğru çıktı,

Dün akşam saatlerinde iddianameyle ilgili bazı bilgiler elimize ulaşınca gördük ki, Aziz Yıldırım ile ilgili suçlamalar sadece 6222 sayılı Sporda Şiddetin ve Düzensizliğin Önlenmesi ile İlgili Kanun’la sınırlı değil,

Aziz Yıldırım "şike" ile suçlanıyor yine ama asıl suçlama "çete" suçlaması,

Aynen 18 Kasım’da bir kez daha yazdığım gibi "çıkar amaçlı örgüt" kurmakla ve yönetmekle suçlanıyor,

"Şike" bu örgütün faaliyetlerinden biri,

Aziz Yıldırım’la ilgili suçlamalar asıl olarak "4422 sayılı" Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu kapsamında,

Yani "çetecilik"le ilgili,

Yani pek çok mafya örgütlenmesinin lideri ve üyeleri ve hatta Silivri’deki mahkûmların bir bölümü bu yasayla yargılandıkları veya bu yasayla mahkûm oldukları için cezaevindeler,

Bu nedenle Aziz Yıldırım’ın söylediği ve istediği gibi mayıs ayında yapılacak Fenerbahçe Kongresi’nde yine aday olması, en azından aday olsa bile kongre salonunda bulunması zor görünüyor,

Çünkü bu suçtan yargılananlar, genel olarak tutuklu yargılanıyor,

 

 


Kötü niyet değil, yazım hatası imiş!

ZARAFET Türkiye’de giderek az rastlar olduğumuz bir kavram,

Ama hâlâ bunu koruyanlar olduğunu görmek, keyif verici,

Dün güne böyle bir keyifle başladım, Meclis Başkanı Cemil Çiçek sayesinde,

Sabah erken saatlerde telefonum çaldı, Arayan Cemil Çiçek’ti, "Fatih Bey, bugünkü yazınız için arıyorum, Kusura bakmayın, Diş hekiminin koltuğundayım, Konuşacak halim yok, Aslında size bilgiyi bizzat vermek isterdim ama dediğim gibi dişçi koltuğundayım, Saygısızlık olarak düşünmezseniz, az sonra ilgili arkadaşım İrfan Neziroğlu sizi arayıp bugünkü yazınız hakkında bilgi takdim edecek" dedi,

Alışmadığımız, daha doğrusu unuttuğumuz türden bir nezaketin ardından İrfan Neziroğlu aradı,

Meclis’te bir yasada yapılan değişikliğin son anda fark edilip düzeltilmesiyle ilgili olarak,

"Hiçbir kötü niyet veya kasıt yoktu" dedi ve durumu anlattı:

"TBMM Başkanlığı’na sunulan ilk teklifte TBMM bünyesinde sunulacak sağlık hizmetlerinin baştabiplik tarafından yerine getirileceği öngörülmüştü, Alt komisyon görüşmelerinde baştabipliğin Sağlık Bakanlığı’na devredilmesi ve TBMM yerleşkesindeki sağlık hizmetlerinin bakanlıkça sunulması öngörüldü,

Ancak bu maddenin yazımından, milletvekillerinin de ilgili mevzuat uyarınca yararlanmakta olduğu hizmetlerden yararlanamayacağı sonucu çıkmakta idi,

Bu sakıncanın giderilmesi yani şu anki durumun olduğu gibi muhafazasını sağlayacak bir düzenleme Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileriyle birlikte ele alındı ve maddeye son bir cümle eklendi,

Ancak komisyon görüşmelerinden sonra eklenen son cümlenin amaçlanan durumun ötesinde bir sonuç doğurabileceği anlaşılınca Maliye Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle derhal bir toplantı yapılarak bu durumu düzeltmeye yönelik bir önerge hazırlandı ve Genel Kurul’da bu önergeyle madde değiştirildi,

Yapılan bu düzenlemeyle de en baştaki amaç olan mevcut durum olduğu gibi korunmuştur, Böylece genel sağlık sigortası kapsamında olan ve diğer kamu personelinden hiçbir ayrıcalığı olmayan Meclis personelinin durumu muhafaza edilmiş oldu,"

Açıkçası tatmin oldum mu emin değilim, Tamam kötü niyet yok, Onu anladım,

Ama ya o madde gözden kaçsaydı ne olacaktı?

Birinci sorum bu,

İkincisi ise komisyonun son halini verdiği yasalarda hâlâ değişiklik yapılabiliyor, bir şeyler eklenip çıkarılabiliyorsa, bu bir sakınca değil mi?

 

 


Biden çok safmış

ŞU Amerikan Başkan Yardımcısı Biden oldukça saf bir adammış,

Ya da politika hakkında pek bir şey bilmiyor,

Biden, Ankara’da görüştüğü TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e, "Çok şanslı bir başkansınız, Yeni bir Anayasa yapan Meclis’in başkanı olmak büyük olay, Benim hiç böyle bir şansım olmadı" demiş,

Anladığım kadarıyla Biden ciddi ciddi bu Meclis’in yeni bir Anayasa’yı uzlaşmayla yapabileceğine inanıyor,

Bir kez daha söylüyorum, Benim bu konuda zerre umudum yok,

Bütün partilerin kendi kırmızı çizgileri var,

Bu kadar kırmızı çizgiden ortak bir metin bulmak imkân dahilinde değil,

Çıkacak metin, üzerindeki kırmızılardan okunmaz olur,

Olacak olan şudur,

AK Parti, farklı işbirlikleriyle farklı maddeleri 330’un üzerinde çıkarır,

Anayasa olsa olsa referandumla çıkar,

Peki bu millet referandumda yeni Anayasa’ya "Evet" der mi?

Hiç kuşkunuz olmasın der,

Hem de okumadan der,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Spor kulübü yöneticiliğini spordan gelen insanlar yaptığı zaman

Erişilebilirlik Araçları